YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/967
KARAR NO : 2023/16208
KARAR TARİHİ : 16.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun’un) 265 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve uygulama maddesi belirtilmeksizin tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği belirlenmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteminin dosyada tanık olarak dinlenen ve sanığın kardeşi olan …’nın kimlik tespiti yapılmaksızın, tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı hatırlatılmaksızın dinlenildiğine, sanığın aktif bir mukavemette bulunmadığına, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna dair her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığına, suçun birden fazla memura yönelik işlendiği kabul edilerek cezanın artırılmasının doğru olmadığına yönelik olduğu görülmüştür.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde, aracında kaçak mazot taşınmasından dolayı polis memurlarınca takip edilerek yakalanmaya çalışılan sanığın kardeşi ve aynı zamanda tanık olarak dinlendiği anlaşılan …’nın sanığı telefonla haberdar etmesi üzerine sanığın olay yerine geldiği, polis memurlarının kullandığı aracın arkasından giderek onların aracı yakalamalarını engellemeye çalıştığı, kaçak aracın virajı alamayarak toprak yığınına çarparak durduğu, arkasından gelen ve sanığın kullandığı aracın da durduğu, sanıkla kardeşinin kolluk görevlilerine karşı fiziki olarak direndikleri, sözlü olarak “Aracı yakmakla, mazotu dökmekle, kendilerini yakmakla, aracı uçuruma yuvarlamakla.” tehdit ettikleri Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Sanık müdafiinin ileri sürdüğü temyiz sebepleri açısından yapılan değerlendirmede, olaya dair düzenlenen kolluk tutanağı içeriği, mağdur polis memurlarının aşamalarda değişmeyen tutarlı beyanları ve sanığın savunmalarının hayatın olağan akışına uygun olmaması karşısında, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu, her ne kadar olaya dair kovuşturma aşamasında dinlenen tek tanık ve aynı zamanda sanığın kardeşi olan …’nın, kimlik tespiti yapılmaksızın ve Kanun’da düzenlenen hak ve sorumlulukları hatırlatılmaksızın beyanı alınmış ise de, tanığın beyanlarının sanığın lehine olması, eylemin birden fazla polis memuruna yönelik gerçekleştirilmesi nedeniyle, tayin edilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca arttırılmasına dair mahkemenin uygulamasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanun’a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından,
Sair yönlerden yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanırken uygulama maddesinin gösterilmemesinin esasa etkili olmaması nedeniyle bozma sebebi oluşturmayacağı ve hangi ilamın tekerrüre esas alındığı belirtilmemiş ise de; sanığın adli sicil kaydındaki … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/412 Esas ve 2013/863 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas olduğunun infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemece verilen hükümde sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.03.2023 tarihinde karar verildi.