Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/9027 E. 2023/16509 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9027
KARAR NO : 2023/16509
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla sanık hakkında
1. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 3 ay 19 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2. Kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz istemi, katılan tarafından sunulan ses kaydının hukuka aykırı şekilde elde edildiğinden delil olarak değerlendirilemeyeceğine, belirtilen ve re’sen tespit edilecek diğer nedenlerle usul ve Yasaya aykırı olan mahkûmiyet kararının bozulması gerektiğine vesaire,
2. Katılan vekilinin temyiz istemi, tüm dosya kapsamından sanığın kasten yaralama suçunu işlediğinin sabit olduğuna ve beraat kararının bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Hakaret Suçu Yönünden
Tarafların aynı apartmanda altlı üstlü olarak oturdukları, olaydan önce katılanın banyosundan alt katta oturan sanığın banyosuna gelen su sızıntısından dolayı aralarında husumet bulunduğu, 28.09.2014 günü sanığın telefonla katılanı aradığı ve çok gürültü olduğundan bahisle kendisiyle tartıştığı, katılana hitaben “Sen nasıl bir komşusun lan bu saatte elektrik süpürgesiyle süpürgemi yapılır lan … i… a… koyduğumun … a… terbiyesizlik yapma terbiyesiz … sinkaf ederim senin gibi komşuyu i… a… koyduğum ….” şeklinde sözlerle hakarette bulunduğu, yine 13.10.2014 günü saat 15.00 sıralarında yapılan apartman yönetim kurulu toplantısı sırasında da taraflar arasında aynı meseleden ötürü tekrar tartışma çıktığı, katılana hitaben “Biz seni böcek gibi görüyoruz, sen insan değilsin.” şeklinde sözlerle hakarette bulunduğu, katılanın beyanları, ses kaydına ilişkin DVD içeriği, bu DVD’nin çözümüne ilişkin 19.03.2015 tarihli bilirkişi raporu, … Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 18.06.2015 tarihli uzmanlık raporu, tanıklar …, …, … ve …’nin beyanları ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
B. Kasten Yaralama Suçu Yönünden
(A) bendinde belirtilen 13.10.2014 tarihli apartman yönetim kurulu toplantı sırasında ayrıca sanığın katılanı darp etmek amacıyla üzerine yürüdüğü ancak araya giren apartman sakinlerinin engellediği iddiasıyla açılan davada Yerel Mahkemece sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
1. Katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde, sanığın suçlamayı kabul etmemesi, tanıklar …, … ve …’nin beyanlarının sanığın savunmasını desteklemesi, olayın meydana geliş şekli ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında Yerel Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Hakaret Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden

Katılanın istikrarlı beyanda bulunması, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.05.2013 tarihli 2012/1270 esas ve 2013/248 karar sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı, ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu ve somut olayda sanığın katılanı araması ve katılanın yetişememesi nedeniyle kendisinin tekrar sanığı araması üzerine yaptıkları görüşme esnasında sanığın atılı hakaret sözlerini söylediği ve katılanın yanında bulunan ve eşi olan tanığın eşine karşı yapılan haksız eylemi kanıtlamak ve yetkili makamlara başvururken sunmak amacıyla konuşmayı kaydettiği anlaşılmakla, başkaca delil elde etme imkanının bulunmaması ve olayın meydana geliş şekli ile ses kaydı içeriğinden suça tahrik ve planlama ile kayıt yapılmamış olması nedeniyle anılan ses kaydının hukuka aykırı delil olmaması ve delil değerlendirme kapsamında kalmaması karşısında, sanığın 28.09.2014 tarihinde katılanla yaptığı telefon görüşmesi esnasında gerçekleşen hakaret suçunu işlediğine ve mahkumiyetine dair Yerel Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Sair Yönlerden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın 13.10.2014 günü yapılan apartman yönetim kurulu toplantısı sırasında aralarında çıkan tartışma esnasında katılana hitaben söylediği “Biz seni böcek gibi görüyoruz, sen insan değilsin.” şeklindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
b. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin oluşabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi ve somut olayda, sanığın hakaret eylemlerini 28.09.2014 tarihinde katılanla yaptığı telefon görüşmesi esnasında ve 13.10.2014 tarihinde yapılan apartman yönetim kurulu toplantısı esnasında gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında; aleniyet öğesinin oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle anılan maddenin uygulanması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
c. Tekerrüre esas alınan önceki mahkûmiyetin kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması ve adli sicil kaydında tekerrüre esas olan başka bir mahkumiyetinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
d. Bozma üzerine yapılan yargılamada hakaret suçundan aleniyet unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü halinde; 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönden hukuken aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle sanık hakkında Yerel Mahkemece verilen hükümde katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Hakaret Suçundan Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2023 tarihinde karar verildi.