Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/8994 E. 2023/18476 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8994
KARAR NO : 2023/18476
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hayasızca hareketler

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanıklar hakkında hayasızca hakaretler suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 225 inci, 62, 50 ve 52 inci maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası cezalandırılmalarına ve adli para cezalarının birer aylık taksitler halinde 24 eşit taksit halinde ödenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıkların temyiz istekleri; 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanması gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde aleni yer olan kent ormanına çıkan yol üzerinde … plakalı araç içerisinde … (…)’nın üstü çıplak vaziyetteyken sanık … tarafından göğsüne ve alt kısmına elle dokunmak suretiyle sevişerek hayasızca hareketlerde bulunma suçunu işledikleri iddia ve kabul olunmuştur.
1. Sanıkların ikrar içeren savunmada bulundukları belirlenmiştir.
2. 04.03.2015 tarihli olay, görgü tespit tutanakları tutulmuştur.
3. Sanıklara ait adli sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
4. Yerel Mahkemece, “Sanıkların olay günü aleni bir yer olan kent ormanına çıkan yol üzerinde araç içerisinde sanık …’in üst kısmı çıplak olarak seviştikleri ve böylelikle üzerlerine atılı suçu işledikleri.” şeklindeki gerekçesiyle sanıklar hakkında mezkur suçtan mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir;
Ancak
1. 5237 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinde düzenlenen “Hayasızca Hareketler.” suçunda; “Alenen cinsel ilişkide bulunmak.” veya “Teşhircilik.” suçun unsurları olarak tanımlanmaktadır. Toplum kültürünün önemli bir kısmını oluşturan edep, iffet, ar ve haya duyguları ile edep törelerini korumayı amaçlayan ve bu değerlere saldırı niteliği taşıyan hareketleri yasaklayan söz konusu Kanun maddesindeki teşhircilik; kişinin cinsel tatmine ulaşabilmek için cinsel organı veya madde metniyle korunması hedeflenen değerleri incitecek şekilde vücut bölgelerini alenen göstermesidir.
Somut olayda; görgü tespit tutanağı, olay tutanağı ve sanıkların savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, “Olay ve Olgular” bölümünde açıklanan sanıkların eylemlerinin cinsel ilişkide bulunma boyutunda olmadığı, hayasızca hareketler suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında mezkur suçtan mahkûmiyet hükümleri kurulması,
2. Kabule göre de;
a. Sabıkasız olan, dosyaya yansıyan olumsuz tutum ve davranışları bulunmayan, haklarında “Yargılama sürecindeki pişmanlık arz eden olumlu tavırları.” şeklindeki gerekçeyle takdiri indirim uygulanan ve hükmedilen kısa süreli hapis cezaları seçenek yaptırıma çevrilen sanıklar hakkında, “Suçu işleme şekli, suç kastının yoğunluğu gözününe alındığında yeniden suç işlemeyeceğine dair mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığı.” şeklindeki dosya kapsamı ile uyumlu olmayan ve hüküm içerisinde çelişkiye neden olan gerekçe ile sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “basit yargılama usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin, 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
c. 6352 sayılı Kanun’un 100 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun 324 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “Devlete ait yargılama giderlerinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesi’ne yüklenmesine karar verilir.” hükmü karşısında, 20 TL’den az olan 18,00 TL yargılama giderinin Hazine üzerine bırakılması yerine sanıklardan tahsiline karar verilmesi,
Nedenleriyle, hükümler hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanıkların temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.05.2023 tarihinde karar verildi.