Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/8985 E. 2023/18477 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8985
KARAR NO : 2023/18477
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun(5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü ve 62 nci maddeleri uyarınca 3 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiğine, mesaj yoluyla katılana gönderdiği hakaret sözlerinin gıyapta hakaret suçunu oluşturduğuna ve ihtilat unsurunun somut olayda oluşmadığına, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, katılana 09.06.2014 tarihinde “Anasının a… soktumun, senin o karının a… y… s…, a… koydumunu p…k g… şişe s… durma sabah şikâyet et.” ve 11.07.2014 tarihinde “Gavatın oğlu, karının ağ…na …, ananı, karını s…m zamanla git şikâyet et, ananı gene s…” şeklinde mesajlar göndererek hakaret suçunu işlediği iddia ve kabul olunmuştur.
1. Sanığın suçlamayı ikrar ettiği belirlenmiştir.
2. Katılan benzer ve istikrarlı anlatımlarda bulunmuştur.
3. Mesaj tespit tutanaklarının tutulduğu belirlenmiştir.
4. … İletişim A.Ş. tarafından gönderilen abonelik sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere suça konu hattın sanık adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
5. Sanığa ait adli sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
1. Eylemin Gıyapta Hakaret Olduğuna ve İhtilat Unsurunun Somut Olayda Oluşmadığına İlişkin
Hakaret suçu mağdurun huzurunda işlenebileceği gibi gıyabında da gerçekleştirilebilir. Hakaret suçunun huzurda işlenmesinin en tipik örneği, fiilin mağdurun yüzüne karşı işlenmesidir. Fail, bu durumda hareketi doğrudan öğrenir. Suçun huzurda işlenmiş olması mutlaka fail ile mağdurun fiilin işlendiği sırada yüz yüze olmasını gerektirmez. Şayet fail, fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hakaretinin mağdur tarafından da doğrudan algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda da suç huzurda işlenmiş sayılacaktır.
Hakaret suçunun huzurda işlenmemesine rağmen, Kanun tarafından huzurda işlenmiş gibi cezalandırılan hali ise, ileti yoluyla yapılan hakarettir. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” demek suretiyle, tahkir edici nitelikteki fiilin, ileti yoluyla mağduru hedef alması durumunda failin huzurda hakaret etmiş gibi cezalandırılacağı belirtilmiştir. Buna göre, hakaret içeren bir mektup, telefon konuşması veya yazılı bir mesaj huzurda söylenmiş gibi cezalandırılacaktır.
İleti yoluyla hakaretin, huzurda hakaret gibi cezalandırılabilmesi için sanığın iletilme kastı ile hareket etmesi gerekir. İleti yoluyla hakarette, failin kullandığı vasıtalar ile mağduru hedef aldığını bilmesi ve mağdur tarafından bu fiilin öğrenileceğini istemesi gerekir. Şayet ileti mağdurdan başka birisine gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise, huzurda hakaret suçu oluşmayacaktır. Zira, fail mağdurun hakareti öğrenmesi kastıyla hareket etmemiştir.
Hakaret suçu, mağdurun olmadığı veya doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.
Somut olayda; sanığın, katılanın kullanımındaki numaraya mesaj göndermek suretiyle gerçekleştirdiği hakaret eyleminin huzurda hakaret gibi cezalandırılması yolundaki kabulde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Haksız Tahrik Hükümlerinin Uygulanması Gerektiğine İlişkin
Sanığın aşamalardaki savunması, katılanın anlatımları, dosya arasında yer alan diğer bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; katılandan kaynaklanan ve sanık lehine haksız tahrik teşkil edebilecek herhangi bir söz veya davranışın bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sair Yönlerden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden yapılan kontrolde sanığın tekerrüre esas alınan sabıkası yönünden uyarlama yargılamasına gidildiği ve 13.12.2019 tarihli ek karar ile uzlaşmanın gerçekleşmediği belirtilerek hükmün aynen infazına karar verildiği belirlenerek yargılama yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir;
Ancak
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “basit yargılama usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin, 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönden hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.05.2023 tarihinde karar verildi.