Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/8752 E. 2023/17034 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8752
KARAR NO : 2023/17034
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; suç işleme kastının bulunmadığı, atılı sözleri katılana görevinden dolayı sarf etmediği, açıklanan ve re’sen belirlenecek nedenlerle usul ve Yasaya aykırı olan kararın bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın olay günü iğne yaptırmak için hastaneye geldiği, katılan sağlık memurunun iğneyi yaptığı, akabinde sanığın yanında gelen kişiye de iğne yapılmasını istediği, katılanın da reçete olmadan iğne yapılamayacağını söylemesi üzerine aralarında tartışma çıktığı, sanığın katılana nereli olduğunu sorduğu, katılanın da …li olduğunu söylemesi üzerine sanığın “…’den adam çıkmaz zaten.” demek suretiyle katılana hakaret ettiği iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Sanığın temyiz sebepleri ile sair yönlerden yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1. Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir, bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
2. Kabule göre de;
a. Sanığın önceki mahkumiyetine konu 5237 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde düzenlenen elektrik hırsızlığı suçunun, 6352 sayılı Kanun’un 82 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılması, 83 üncü maddesi ile eylemin karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülerek unsurlarının 5237 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmesi ve 6352 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesinde de, elektrik hırsızlığı suçundan kesinleşmiş cezaların zararın tazmini şartıyla bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasının öngörülmesi karşısında, öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı saptanarak, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b. 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.04.2023 tarihinde karar verildi.