Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/7980 E. 2023/16148 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7980
KARAR NO : 2023/16148
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2016 Tarihli ve 2015/181 Esas, 2016/17 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında hakaret suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin, sanığın katılana hakaret ettiğinin sabit olduğuna ve sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi kapsamında rapor alınması gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, çocuğunun tedavisi için gittiği diş hekimliği fakültesinde, randevulu hastaya bakmakta olan tanık …’ye “Kliniğe ilk önce ben geldim, bu nedenle ilk önce benim çocuğum tedavi edilecek.” diyerek bağırması üzerine olay yerine giden ve diş hekimi olan katılanın, sanığa, çevreyi rahatsız etmemesi gerektiğini söyleyip, randevu hususunda yardımcı olduğu sırada sanığın “Eşşek gibi bakacaksın lan.” denilerek katılana hakaret ettiğinden bahisle açılan kamu davasına ilişkin Mahkemece, atılı suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
2. Sanığın savunmasında, atılı suçlamayı kabul etmediği ve 23.06.2015 tarihli duruşmada “psikolojik anomal rahatsızlığım ve psikolojik nevroz ile panik atak rahatsızlıklarım vardır, intihat meyillisiyim” dediği, 19.01.2016 tarihli celsede ise “…benim herhangi bir akıl hastalığım yoktur. Ben postane, banka ve hastane gibi kalabalık yerlere giremiyorum. Benim akli dengem bozuk değildir. …’ye gidemem, özel aracım yoktur, toplu taşıma araçları ile gitmem mümkün değildir. Zira … Adli Tıp Kurumu’ndan da rapor alamam.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
3. Katılan aşamalarda, istikrarlı anlatımda bulunmuştur.
4. Tanık …’nin beyanı, katılanın anlatımını doğrular niteliktedir.
5. Tanık …’nin, sanığın bağırıp çağırdığını ancak, davaya konu sözleri söylediğini duymadığını, bu sırada çocuğu ile ilgilendiğini belirttiği, tanık …’nin, hastasının başına döndüğünü ve sözleri duymadığını ifade ettiği, tanık …’nin, hastasının tedavisine devam ettiğini ve tarafların başka bir kliniğe geçmesi nedeniyle hakareti duymadığını söylediği, tanık …’nun ise katılanın, karta bakmak için stajyer kliniğine gittiğini, arkasından da sanığın gitmeye devam ettiğini o sırada ne konuştuklarını duymadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
6. Dosyada mevcut Halk Sağlığı Müdürlüğü yazısı ekinde sunulan 07.07.2015 tarihli durum tespit raporunda, sanıkta sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk ve panik bozukluk bulgularına rastlandığı belirtilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Tanıklar …, …, … ve …’nun, olay ve olgular kısmında belirtilen beyanlarında, suça konu sözleri olay sırasında başka bir işle ilgilendikleri ve olayın başından sonuna kadar orada bulunmadıkları için duymadıklarını açıklamaları, katılanın istikrarlı anlatımının, tanık …’nin ifadesi ile doğrulanması karşısında, katılanın ve tanık …’nin beyanlarına hangi gerekçeyle itibar edilmediği açıklanıp tartışılmadan sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
2. Sanık 23.06.2015 tarihli savunması ve 07.07.2015 tarihli durum tespit raporu içeriği karşısında, sanığın, suç tarihi itibarıyla 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi uyarınca “Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı.” konusunda yöntemince rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.03.2023 tarihinde karar verildi.