Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/7833 E. 2023/16845 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7833
KARAR NO : 2023/16845
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, hakaret

Kasten yaralama suçundan her iki mağdura yönelik eylemlerinden ayrı ayrı hükmolunan 3.000,00 TL adlî para cezalarına ilişkin mahkûmiyet kararının, tür ve miktarları itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte oldukları anlaşılmıştır.
Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla;
1. Sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının (c) bendi, 62 ve 52 nci maddeleri uyarınca iki kez 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve dördüncü fıkrası, 62 ve 52 nci maddeleri uyarınca iki kez 7.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, hakkında kurulan hükümleri temyiz ettiğine yönelik olup gerekçe içermemektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
Şikâyetçiler … ve … ile sanığın asker olarak görev yaptıkları, olay günü sanığın şikâyetçi …’nin yanına gelerek tanık …’nın çıkacak olduğu devriye faaliyetine kendisinin çıkmasını istediği, şikâyetçi …’nin görevli olmadığını, devriye faaliyetine çıkmayacağını söylemesi üzerine sanığın şikâyetçi …’nin yanağına tokat atıp boğazını sıkarak “Seni sinkaf ederim, ben ne dersem onu yapacaksın.” dediği, ardından şikâyetçi …’nın yanına giderek “Benim yerime devriyeye çıkacaksın.” dediği, katılan …’nın “Çıkmıyorum.” şeklinde karşılık vermesi üzerine sanığın şikâyetçi …’nın boğazını sıkıp “Sinkaf ederim seni, ben ne dersem o olur.” dediği, sanık savunması, şikâyetçilerin aşamalardaki beyanları ile bu beyanlarını doğrulayan tanık anlatımı ve adli muayene raporları birlikte değerlendirilerek Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükümlere Yönelik Temyizde
Hükümlerin tür ve miktarı itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulundukları anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hükümlere Yönelik Temyizde
Sanık savunmasında üzerine atılı suçu kabul etmemişse de, mağdurların aşamalardaki beyanları ile bu beyanlarını doğrulayan tanık anlatımı karşısında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup sanığın bozma sebebi dışındaki temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1. Sanığın, her iki şikâyetçiye karşı hakaret eylemlerini aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında, aynı olay bütünlüğü ve kısa zaman aralığı içinde, araya fiili ve hukuki kesinti girmeden gerçekleştirmesi karşısında, tayin edilecek cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden, şikâyetçi sayısınca iki ayrı mahkumiyet hükmü kurularak fazla ceza tayin edilmesi,
2. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin söz konusu olabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi ve somut olay kapsamında, sanığın hakaret eylemlerini komutanlığa ait koğuş içerisinde gerçekleştirdiğinin belirtilmesi karşısında, aleniyet öğesinin oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle anılan maddenin uygulanması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
3. (2) numaralı bozma nedenine uyulması halinde ise;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönüyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.