Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/43577 E. 2022/11114 K. 25.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/43577
KARAR NO : 2022/11114
KARAR TARİHİ : 25.04.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Tehdit, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, mernis adresi ile bilinen son adresi aynı olan sanık …’un, yokluğunda verilen gerekçeli kararın, öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre, bu mümkün olmazsa aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken, sanığın bilinen son adresi yerine farklı bir adrese çıkartılan tebligatın iade gelmesi üzerine Mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu, bu suretle sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve …’nın yalnızca sanık sıfatıyla temyiz talebinde bulunduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1-Sanıklar … ve … hakkında tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet, sanık … hakkında tehdit ve sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet ve katılan …’ye yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümler yönünden;
Sanıklara atılı suçlara ilişkin yasa maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırı uyarınca, TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihi olan 16/02/2010 tarihinden itibaren gerçekleştiği anlaşıldığından, katılan sanık …, sanık …, sanık … müdafisi ve katılan sanık … müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e. 67/4. ve CMK’nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE,
2-Sanık … hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanık hakkında TCK’nın 29. maddesi uygulandığından tebliğnamedeki bu yöndeki bozma görüşüne iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen kasten yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile katılan …’un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasından, TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.