Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/39921 E. 2022/7822 K. 17.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/39921
KARAR NO : 2022/7822
KARAR TARİHİ : 17.03.2022

KARAR

Tehdit suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1. maddesinin iki cümlesi gereğince 90 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …tarihli ve … sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
“…Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihli kararını müteakip, hükmolunan 90 gün adli para cezasının sehven paraya çevrilmediğinden bahisle, 5237 sayılı Kanun’un 52. maddesi uyarınca günlüğü 20,00 Türk lirası üzerinden paraya çevrilmek suretiyle sanığın 1.800,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin …. Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihli ve … sayılı ek kararının, hukuken yok hükmünde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre,
Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/1-b maddesinin 3. alt bendi gereğince uzlaşma kapsamında olması karşısında, sanığa soruşturma ve kovuşturma evresinde usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip uzlaştırma işlemlerinin yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre,
…. Asliye Ceza Mahkemesince, tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken, sonuç olarak sanığın 90 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak söz konusu gün adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52. maddesi gereğince, belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli … gün ve 94660652-105-63-6445-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1-“1” numaralı istem yönünden yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Uzlaşma” başlıklı 253. maddesinin dördüncü fıkrasında;
“(4)Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanun’un 254. maddesinde;
“(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231. maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen somut olayda;
Sanık hakkında, katılana yönelik tehdit ve özel hayatın gizliliğini ihlal eylemlerinde bulunduğundan bahisle TCK’nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesi ve 134/2. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde sanığın anılan Kanun’un 106/1. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca 90 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen hapis cezasına karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, tehdit suçundan kesin nitelikteki mahkumiyet kararı yönünden ise kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu anlaşılmış, tüm dosya kapsamına göre, 6763 sayılı Kanunla değişik CMK’nın 253. maddesine göre, uzlaşma kapsamında bulunan tehdit suçundan uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
2-Yerel Mahkeme’nin … tarihli kararı ile dosyadan el çektikten sonra vermiş olduğu kararda değişiklik yapamayacağı, bu nedenle 03/04/2019 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu belirlenerek, “2” numaralı istem yönünden yapılan incelemede;
TCK’nın “Adlî para cezası” başlıklı 52. maddesi;
“(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.
” hükmünü içermektedir.
Buna göre; sanık hakkında tehdit suçundan 90 gün olarak belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle sonuç adli para cezasının hesaplanması gerektiğinin gözetilmediği anlaşılmıştır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarihli ve … sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun’un 309/4-b maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, … tarihinde oy birliğiyle karar verildi.