YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/39912
KARAR NO : 2022/7819
KARAR TARİHİ : 17.03.2022
KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123/1, 62, 50/1-a ve 52/2-3. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. tarihli ve … sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
“…. Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihli kararının … tarihinde kesinleşmesini müteakip, … tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin…. tarihli ve … sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun geçici 5. maddesinin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmesini takiben, söz konusu iptal kararı üzerine oluşan yeni duruma göre lehe olan hükümlerin uygulanmasına yönelik … Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan uyarlama talebinin reddine dair … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihli ve … sayılı ek kararı ile bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii…. Ağır Ceza Mahkemesinin … tarihli ve… değişik iş sayılı kararının hukuki değerden yoksun olduğu düşüncesiyle yapılan incelemede,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde yer alan, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir” şeklindeki,
Geçici 5. maddesinde yer alan, “(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; …c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şeklindeki düzenlemeler ile,
Anayasa Mahkemesinin …. tarihli ve ….sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinde işaret edilen hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak …tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda gözetilmesinin gerektiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay …Ceza Dairesinin … tarihli ve … karar sayılı ilamında ”…… tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “… tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, … tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, … tarihli, …Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,” şeklinde belirtildiği üzere, sanığın mahkumiyetine konu suçun, 5271 sayılı Kanunu’nun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kararın ise … tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı sonrasında sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli …gün ve … sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir” biçiminde, aynı Kanun’un 251/6. maddesinde ise, “Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda;
Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, ancak anılan Kanun maddesinin ilk fıkrasında yer alan düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, basit yargılama usulünün uygulanmasında bir zorunluluk bulunmadığı, hakimin takdir hakkına ilişkin olduğu, bahsi geçen Kanun’un 251/6. maddesinin de bu hususu teyit ettiği, Mahkemece de … tarihli son celsede, “takdiren basit yargılama usulünün uygulanmadığı” hususunun açıkça belirtildiği, bu nedenle anılan mahkumiyet hükmünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, … tarihinde oy birliğiyle karar verildi.