Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/293 E. 2023/16346 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/293
KARAR NO : 2023/16346
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Fuhuş

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu kararı ile sanık hakkında fuhuş suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 227 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 inci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sübuta, lehe Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğine, vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık, tanık …’yi telefonla arayarak elinde yeni kızlar olduğunu beraber olmak isteyip istemediğini tanığa sorduğu, tanıktan olumlu cevap alması üzerine kaldığı dairenin adresini tanığa verdiği, tanığın bu adrese giderek sanığın kendisine gösterdiği dört bayandan mağduru beğendiği ve sanığa ödediği 80,00 TL ücret karşılığında bu bayanla aynı dairede cinsel ilişkiye girdiği ve daha sonra evden ayrıldığı, bu sırada ihbar üzerine ahlak bürosu ekibince durdurulduğu, kendisiyle yapılan görüşmede apartmandaki daireden çıktığını, burada para karşılığında cinsel ilişki yaşadığını söylemesi üzerine polis ekiplerince adrese gidilerek sanığın, içeride bulunan mağdurun ve diğer bayanların ahlak büroya götürüldüğünün iddia edildiği olayda; Yerel Mahkemece atılı suçtan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
Sanığın duruşmada hazır bulunabilmesi, yükümlülük yönü olmakla birlikte öncelikle kendisi açısından bir hak olup, bu hak adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birini oluşturmaktadır. Tarafı olduğumuz ve onaylamakla iç hukuk mevzuatına dahil ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6 ınci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, sanığın en azından kendi kendini savunma hakkı bulunduğu belirtilmekle, mahkeme huzurunda doğrudan savunmasını yapabilmesi için duruşmada hazır bulunma hakkının varlığı da zımnen kabul edilmiştir.
Kendisi yönünden hak olarak düzenlendiği kabul edilen bir hususta sanığın, bu hakkı ne şekilde kullanacağı konusunda hiçbir insiyatifinin olmadığının kabulü halinde hakkın varlığından da söz edilemeyecektir.
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12 Şubat 1985 tarihli Colozza ve Rubinat/İtalya ile 25 Kasım 1997 tarihli Zana/Türkiye kararlarında, sözleşmeyle garanti altına alınan bir hakkın kullanılmasından vazgeçilmesinin, bunun açıkça söylenmesiyle mümkün olabileceği belirtilmiş olup, buna göre sanığın duruşmada hazır bulunma hakkından feragat etmesi de ancak bu hususu açıkça söylemesiyle mümkün olacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03.04.2018 tarihli ve 2014/851 Esas, 2018/144 Karar, 05.07.2022 tarihli ve 2022/6-238 Esas, 2022/535 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere;
Farklı yargı çevresinde yer alan … Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve asıl Mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanık …’in hükmün açıklandığı 21.10.2015 tarihli son oturumda duruşmada hazır bulundurularak veya SEGBİS yoluyla savunmasının alınması yerine yokluğunda yargılama yapılarak mahkûmiyetine karar verilmesi ile; duruşmanın yüz yüzeliği ve sözlülüğü ilkeleriyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali sonucuna sebebiyet verildiği, böylece Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.03.2023 tarihinde karar verildi.