Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/25494 E. 2023/24866 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25494
KARAR NO : 2023/24866
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/158 E., 2015/250 K.
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : O yer Cumhuriyet savcısı, Üst Cumhuriyet savcısı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, bozma

Üst Cumhuriyet savcısının, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen bir aylık kanunî süre geçtikten sonra 05.01.2016 tarihinde temyiz isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden O yer Cumhuriyet savcısının hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 265 inci maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci maddesi ve 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Üst Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği
Sanığın görevli memurlara ne şekilde direndiği ve direnme eyleminin ne şekilde cebir ve tehdit boyutuna ulaştığı konusunda delillerin ne olduğu açıklanmadan yetersiz gerekçe ile karar verildiğine, kabule göre de, görevli iki polis memuruna karşı gerçekleştirilen eylem nedeniyle sanığın cezasında zincirleme suç hükümleri uyarınca artırım yapılmadığına vesaire ilişkindir
B. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği
Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu birden fazla kişiye karşı tek bir eylem ile gerçekleştirdiği gözetilmeyerek zincirleme suç hükümleri uyarınca cezasında artırım yapılmadığına vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İnceleme dışı katılan T. H. ile sanık arasında geçen bir olay sebebiyle 155 polis imdat hattının arandığı, görevli polis memurları olan şikâyetçiler Yılmaz O. ve Emre A.’nın olay yerine geldikleri, şikâyetçilerin tüm sözlü uyarılarına rağmen sanık …’ün polis memurlarının görevlerini yapmalarına el kol hareketleriyle, cebren ve saldırgan tavırlarla engel olup direndiği Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Üst Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteğine İlişkin
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.11.2007 tarihli ve 2007/3-167 Esas, 2007/222 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Üst Cumhuriyet savcısının mülhakat asliye ceza mahkemesi kararlarına yönelik temyiz süresi; 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un kıyasen uygulanan 310 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tefhimden itibaren bir ay olup Üst Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir.
B. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteğine İlişkin
1. 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında; sanığın somut olarak hangi eylemleri gerçekleştirdiğinin kabul edildiği ve bunların ne surette direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarına vücut verdiği kanıtlara dayalı olarak tartışılıp gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
2. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca belirlenen 5 ay hapis cezasının, aynı Kanun’un 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca adli para cezasına çevrildiğinin belirtilmesine karşın, hükmün devamında sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 50 inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hükümde karışıklığa sebep olunması,
3. Kabule göre de, sanığın, görevi yaptırmamak için direnme eylemini birden fazla görevliye karşı tek bir fiil ile gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
A. Üst Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik Üst Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.11.2023 tarihinde karar verildi.