Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/21712 E. 2021/21122 K. 08.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/21712
KARAR NO : 2021/21122
KARAR TARİHİ : 08.09.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK’nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür.
Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, suça sürüklenen çocuğun öğretmene hakaret ettikten hemen sonra okuldaki müşteki öğrencilere hakarette bulunduğunun anlaşılması karşısında, aynı olayın devamı kapsamında aynı yer ve zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilen hakaret suçunun, hukuken tek bir fiille gerçekleştirildiği anlaşıldığından, sanık hakkında, TCK’nın 125/3-a maddes i uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanunun 43. Maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Katılan …’e karşı kurulan hükümde,
Kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/1-c maddesinde yer alan “En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, ” seçenek yaptırımına çevrilebilmesi için, hükmedilen seçenek yaptırımın, işlenen suçla bağlantılı olması, ayrıca, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin 64/2. maddesi uyarınca, suç işlemeye yönelten sosyal, psikolojik veya çevresel etkenlerle sanık arasındaki bağı ortadan kaldırarak, sanığın yeniden suç işlemesini önlemeye yönelik olması gerektiği gözetilmeden, gerçekleştirilen eylemle herhangi bir bağlantısı bulunmayan, mesleği fırıncı olan ve bu suretle geçimini sağlayan suça sürüklenen çocuk hakkında katılana karşı hakaret suçundan verilen hapis cezasının,“En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme” tedbirine çevrilmesi,
3- Sanık hakkındaki özgürlüğü bağlayıcı cezanın, TCK’nın 50/1-c madde ve fıkrası gereğince seçenek yaptırıma çevrilmesinde, suça sürüklenen çocuğun meslek veya sanat edindirmeyi sağlayan eğitim kurumuna kayıt koşullarını taşıyıp taşımadığı araştırılmadan karar verilmesi,
4- Müştekiler … ve …’a karşı hakaret suçundan kurulan hükümde, hükmolunan hapis cezası adli para cezasına çevrilirken yapılan hesap hatası sonucu sonuç cezanın eksik belirlenmesi,
5- Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca, suça sürüklenen çocuklar bakımından üst sınırı üç yılı geçmeyen atılı suçların uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan Kanun’un 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.