Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/19232 E. 2023/25746 K. 14.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19232
KARAR NO : 2023/25746
KARAR TARİHİ : 14.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/22 E., 2016/8 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında;
1.Hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü, 58 inci maddeleri uyarınca, 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2.Tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi, 62 nci, 53 üncü, 58 inci maddeleri uyarınca, 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istekleri, katılanın borcunu ödemediğine, kanser hastası olduğu ve maddi anlamda zorluk çektiğine, tehdit suçunun oluşmadığına, şikâyet hakkını kullanacağını belirttiğine, tanıkların katılanın kızı ve çalışanı olduğuna, hazırlıkta bahsetmedikleri hususlardan bahsettiklerine, olay yerinde sadece katılanın olduğuna, kanser ilaçlarının etkisiyle hareket etmiş olabileceğine, adli tıptan bu konuda görüş istenmediğine, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Şüphelinin olay tarihinden önce kafe işlettiği, şikâyetçiye 65.000,00 TL karşılığında devrettiği, devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağını almak üzere şikâyetçinin işletmiş olduğu otel spa merkezine geldiği, çıkan tartışmada şüphelinin ”ya benim paramı verin ya da ruhsatımı verin, size burada ekmek yedirmem, rezil ederim, iftira atarım, burada mutlu son yapıyorsunuz, fuhuş yapıyorsunuz, kadın satıyorsunuz” şeklinde sözler söylediği iddiasıyla açılan davada sanığın atılı suçları işlediği Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Sanık ve Müdafiinin Temyiz Sebepleri ile Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1.Taraflar arasında alacak verecek meselesi olduğunu savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre tehdit suçu yönünden 5237 sayılı Kanun’un 29 ncu, hakaret suçu yönünden ise anılan Kanun’un 129 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2.Olayın, otelin spa merkezinde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, eylemin tam olarak nerede gerçekleştiği, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılmaksızın eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm verilmesi,
2.Kabule göre de; 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden,
Karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.12.2023 tarihinde karar verildi.