Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/18772 E. 2023/25572 K. 12.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18772
KARAR NO : 2023/25572
KARAR TARİHİ : 12.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/226 E., 2016/311 K.
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan açılan davanın, sanık tarafından imara aykırılığın giderildiğinin anlaşılması nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince düşürülmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Kurum vekilinin temyiz isteğinin; kararın hukuka aykırı olduğuna, katılan Kurum lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ve resen görülecek nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılan kurum elemanları tarafından … Mahallesi … Caddesi No:… …/… adresindeki taşınmazda yapılan kontrolde, sanığın yapı ruhsatı ve eklerine aykırı bir şekilde yapı inşa ettiğinin tespiti üzerine sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan açılan davada, sanığın beyanları ile …’nın imara aykırılığın sanık tarafından giderildiğinin belirtildiği, 28.04.2016 tarihli yazısına göre, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmiştir.
2. Sanık atılı suçlamayı kabul etmeyerek, aykırılığı giderdiği şeklinde savunmada bulunmuştur.
3. 16.10.2015 tarihli yapı tatil zaptı, encümen kararı ile katılan kurumdan alınan 28.04.2016 tarihli yazı örneği dosyada mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığın aşamalardaki savunmaları ile …’nın 28.04.2016 tarihli yazısında sanığın davaya konu aykırılığı giderdiğinin belirtilmesi ve düşme kararının yasal dayanağı olan 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin beşinci fıkrasında; kişinin ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde açılan kamu davasının düşmesine karar verileceğinin düzenlenmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 325 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, yalnızca cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, yargılama giderlerinin sanığa yükletileceğinden düşme kararı nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesine dair Yerel Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sair Sebepler Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan Kurum vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ancak,
Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, 5237 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının ”düşmesine” yerine ”düşürülmesine” karar verilmesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik katılan Kurum vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasından “DÜŞÜRÜLMESİNE” ibaresinin çıkarılması yerine “DÜŞMESİNE” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.12.2023 tarihinde karar verildi.