Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/18119 E. 2023/25454 K. 11.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18119
KARAR NO : 2023/25454
KARAR TARİHİ : 11.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1291 E., 2016/285 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında;
1. Hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla birinci fıkrası, adı geçen Kanun’un 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2.Tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi, adı geçen Kanun’un 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, sanığın atılı suçları işlemediğini samimi olarak beyan ettiğine, katılan tarafından dosyaya sunulan CD’nin delil olarak kabul edilemeyeceğine, ayrıca sanığın söylediği sözlerin tehdit niteliğinde olmadığına, lehine hükümlerin usulune uygun değerlendirilmediğine, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın katılanın eski ortağı olduğu, sonrasında sanığın işyerini katılanın kaynı olan …’e devrettiği, sanık ile … arasında borç ilişkisinden ve icra takibi meselesinden dolayı uyuşmazlık çıktığı, olay tarihinde sanığın kullanımında bulunan … numaralı telefondan katılanın kullanımında bulunan … numaralı telefonunu arayarak ”Or.spu a..mı soğuyacak, ecdadınızı sinkaf edeyim, Allah’a yemin ederim sana kalmayacak bu iş burada bitmeyecek, siz şerefsizsiniz.” şeklinde hakaret ve tehdit ettiği iddiasıyla açılan davada Yerel Mahkemece katılanın beyanı ve katılanın aralarında geçen konuşmaya ilişkin dosyaya sunduğu ses kaydına göre sanığın her iki suçtan da mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.05.2013 tarihli ve 2012/1270 Esas, 2013/248 Karar sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı, ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, somut olayda ise katılanın planlama ile kayıt yapmış olması ve katılanın başkaca ispat imkanı olması nedeniyle ses kaydının hukuka aykırı delil olması ve delil değerlendirme kapsamı dışında kalması karşısında, soruşturma aşamasında dinlenilip olaya ilişkin bilgisi olduğu anlaşılan ancak kovuşturma aşamasında beyanı alınmayan tanık S.A’nın yöntemince duruşmaya getirtilip dinlenilmesi, kendisine ulaşılamaması halinde ise 5271 sayılı Kanun’un 211 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince ifadesi duruşmada okunarak, kanıtların buna göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
2.Kabule göre de,
a.Ses kaydının hukuka uygun delil olarak kabul edilmesine karşın, söz konusu kaydın çözüm tutanağına ilişkin bilirkişi raporuna göre önce katılanın sanığa “Al şimdi araçları herkes k… soksun.” dedikten sonra sanığın katılana iddianameye konu hakaretlerde bulunduğunun anlaşılması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre tehdit suçu yönünden 5237 sayılı Kanun’un 29, hakaret suçu yönünden ise anılan Kanun’un 129 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması hukuka aykırı görülmüştür.
b. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönüyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.12.2023 tarihinde karar verildi.