Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/17678 E. 2023/24476 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17678
KARAR NO : 2023/24476
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/616 E., 2016/13 K.
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret

Yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığa 25.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz isteminin de 01.03.2016 tarihinde yasal süresi içinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla sanığın fuhuş suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 227 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Tebliğname’de, süresinde yapılmaması nedeniyle temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, atılı suçu işlemediğine, suçu işlediği kanaatine varılması halinde ise lehe hükümlerin hakkında uygulanması gerektiğine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın işlettiği güzellik ve masaj salonunda, fuhşa aracılık edildiği iddiasıyla açılan davada Mahkeme, tüm dosya kapsamına göre sanığın fuhuş suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.
IV. GEREKÇE
Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un 160 vd. maddelerine göre yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın, ihbar üzerine sanığa ait masaj salonuna iki kolluk görevlisinin müşteri olarak gönderildiği, mağdur ile bir kolluk görevlisinin masaj için odaya geçtikleri, odada mağdur ile para karşılığında masaj ve cinsel ilişki için anlaşıldıktan ve ödemenin mağdura yapılmasından sonra polisin kimliğini açıkladığı, masaj salonunda bulunanların kimlik tespitlerinin yapılması ve polis merkezine götürülmelerinden sonra konu ile ilgili nöbetçi Cumhuriyet Savcısına bilgi verilerek, gerekli talimatların alındığı somut olayda, adli kolluk görevlileri tarafından yapılan işlemlerin, 5271 sayılı Kanun’un 116 vd. ile 123 ve 127 nci maddelerine aykırı olduğu, bu nedenle elde edilen delillerin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delil niteliğinde bulunduğu, kaldı ki sanığın fuhşa aracılık ettiği iddiasının, mağdur ile iş yeri çalışanı tanık tarafından doğrulanmadığı, sanığında atılı suçlamayı inkar ettiği, yerleşik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere, gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisinin hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi gibi hareket edemeyeceği, önceden failde bulunmayan suç işleme kastı oluşturarak, faili suç işlemeye azmettiremeyeceği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı fuhuş suçunu işlediğine ilişkin, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delil bulunmadığı gözetilerek sanığın beraati yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,
Nedenleriyle kararda hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.