Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/17436 E. 2023/22302 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17436
KARAR NO : 2023/22302
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/121 E., 2015/535 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddenin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve dördüncü fıkrası 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 7.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteminin, herhangi bir temyiz sebebi içermeyen süre tutum dilekçesi ile gerçekleştirildiği, gerekçeli kararın yöntemince tebliği üzerine temyiz sebebi bildirilmediği görülmüştür.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık … ve eşi tanık T.Ş.’nin olaydan önceki bir tarihte oğullarının katılanın çalıştığı hastanede tedavi gördüğü sırada ayağının kırıldığını düşünmeleri nedeni ile şikâyette bulundukları, bu nedenle 04.07.2013 günü hastanenin ortopedi polikliniğinde katılanın eşini tehdit ettiğini düşünen sanık …’in, kardeşi olan inceleme dışı sanık H.Ş. ile birlikte olay günü hastanenin ortopedi polikliniğine gittiği katılana hitaben ”Şerefsiz.” demek ve sinkaflı küfür etmek suretiyle alenen hakaret ettiğinden bahisle cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında Yerel Mahkemece katılanın anlatımı ve bunu doğrulayan tanık C.Y.’nin beyanı ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, sanık müdafiinin bozma sebebi dışındaki temyiz sebepleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1. Sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında suçlamayı kabul etmedikleri, katılanın 13.11.2013 tarihli soruşturma beyanında sanık … ve inceleme dışı sanık H.Ş.’nin odasına gelerek kapıyı kilitledikleri içeride 3 kişi kaldıkları ve kendisine hitaben “Sen dün çocuğun annesini tehdit etmişsin, sen kimsin bizim bacımızı nasıl tehdit edersin çocuğun kırığını kimin yaptığını bulursun aksi takdirde seni sorumlu tutarız hesabını da sorarız.” demeleri üzerine kendisinin “… hanım olayı size yanlış anlatmış kapıyı açarak odamdan çıkın çıkmazsanız güvenliği çağırırım.” dediğini ve bunun üzerine sanıkların çıktıklarını olaya ilişkin beyaz kod tutanağı tutulduğunu belirttiği, kendisine hakaret edildiğine dair bir beyanının olmadığı, 07.07.2013 tarihli olay bildirim formunda 06.07.2013 tarihinde hasta yakınlarının katılanın odasının kapısını kilitleyerek tehdit etmeleri üzerine beyaz kod verildiğinin yazıldığı hakaret olayı yönünden tutanakta bir anlatımın bulunmadığı, tanık C.Y.’nin soruşturma aşamasında sanıkların odaya girip kapıyı kapattıklarını, içeriden tartışma sesi gelince anahtarı ile kapıyı açtığını doktora hastanın ayağını kendisinin kırdığını söylediklerini katılanın da eski kırık olduğunu anlatmaya çalıştığını ancak karşı tarafın ikna olmadığını şikâyet edeceklerini beyan ederek doktora açıklama fırsatı vermediklerini bu nedenle beyaz kod vererek güvenliği çağırdığını hakaret olarak hastane çalışanlarının şerefsiz olduğunu, herkesin aynı olduğunu ve ağır küfürler ettiklerini duyduğunu belirttiği, mahkeme aşamasında ise sanıkların kapıyı arkadan kilitleyip doktorla tartıştıklarını, kendisine hakaret ettiklerini, elleriyle masaya vurma seslerini duyduğunu beyan ettiği, tanığın aşamalardaki anlatımları arasında çelişki bulunduğu ve bu çelişkinin mahkemece giderilmediğinin anlaşılması karşısında; sanık katılan ve tanık beyanlarından hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanıp tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi,
2. Sanığın hastanede yanlış tedavi uygulanması nedeni ile oğlunun ayağının kırıldığını savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3. Olayın gerçekleştiği yerin muayene odası olduğunun anlaşılması karşısında, hakaret suçu açısından aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanmadan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasına göre artırım yapılması,

4. Üç nolu bozma sebebine göre hakaret suçunun aleni olarak işlenmediğinin kabulü halinde, 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereği yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.10.2023 tarihinde karar verildi.