Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/17290 E. 2023/25055 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17290
KARAR NO : 2023/25055
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/131 E., 2015/467 K.
SUÇLAR : Tehdit, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü, 29 uncu ve 62 nci maddeleri uyarınca 4 ay 20 gün hapis cezası, görevi yaptırmamak için direnme suçundan ise aynı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, sanığın denetim süresi içinde suç işlemesi üzerine hükümler açıklanarak, tehdit suçundan verilen 4 ay 20 gün hapis cezası, aynı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 2800 TL adli para cezasına, görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen 5 ay hapis cezası ise 3000 TL adli para cezasına çevrilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükümlerin bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, kardeşini bıçakla yaralayan mağdurlar … İ. ve … Y.’yi duruşma çıkışında adliye binasının önünde öldürmekle tehdit ettiği, bıçaklama olayı nedeniyle tutuklanmasına karar verilmeyen mağdur … İ.’yi ailesine teslim etmek üzere emniyet binasına götüren polis memurlarını takip ettiği, mağdurun kendisine teslim edilmesini istediği ve polis memurlarının üzerine yürüyerek görevi yaptırmamak için direndiği Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Yönünden;
1. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden;
Şikâyetçilerin beyanları, tutanak içeriği ile uyumlu tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediğine dair Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamış, sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Sair Yönlerden;
a. Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ancak denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki 5 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrasına aykırı davranılmış, sanık ile temyiz dışı sanık A.B.’ın görevi yaptırmamak için direnme eylemlerini birlikte gerçekleştirdiklerinin kabul edilmesine karşın, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin üçüncü fıkrası uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sair yönlerden yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.

b. Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen “6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebilecek olması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi,” dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Tehdit Suçu Yönünden;
1. Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, somut olayda, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca açılan kamu davasının mağdurlarının … İ. ve … Y. olduğu, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan kamu davasının mağdurunun ise farklı olması nedeniyle anılan Kanun hükümleri ile değişik 5271 sayılı 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının artık uygulama alanı bulmayacağı ve suç tarihinde sanığın mağdurlar … İ. ve … Y.’ye yönelik 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; uzlaştırma işlemi yapılması ve anılan Kanun’un 35 inci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2. (1) nolu bozma sonucuna göre uzlaşma sağlanamaması halinde;
a. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir” şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükümlerin aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci maddesine aykırı davranılması,
b. 6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebilecek olması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Nedenleriyle kararda hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
1.Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasından “Ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceğine” ibaresinin çıkarılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2.Tehdit Suçu Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme’nin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrasının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.11.2023 tarihinde karar verildi.