YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17112
KARAR NO : 2023/23972
KARAR TARİHİ : 09.11.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/966 E., 2016/314 K.
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama
SUÇ TARİHLERİ : 18.09.2015, 29.09.2015
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ile, 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2. Sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasının (e) bendi, 53 üncü maddesi ile 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin, suçları kabul etmediği, beraat kararı verilmesi gerektiği, görüntülerin yasak delil olduğu, bu görüntülerde bıçak olmadığı, tanıkların beyanlarının taraflı olduğu, eşinin ailesi nedeniyle kendisine boşanma davası açtığı, kaydı yapan tanık görümcesinin müdahale etmek yerine ”ellemeyin devirsin” demesinin kendisine tuzak kurduklarının göstergesi olduğu, doktor raporunun bulunmadığı, haksız tahrik ve lehe olan hükümlerin uygulanmadığı, hak mahrumiyetine hükmedilmemesi ve kararın bozulması gerektiğine, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Taraflar arasında olay öncesine dayanan ve ailevi meselelerden kaynaklanan anlaşmazlık bulunduğu, 18.09.2015 tarihinde şüphelinin şikayetçinin ikametine geldiği ve elinde bulunan elektrik faturasını şikayetçiye atarak ”Al bu faturayı g…. sok, s… git p……, şerefsiz.” dediği, bu olaydan sonra 29.09.2015 tarihinde de şikâyetçinin dinomonun fişini elektrik prizine takacağı sırada şüphelinin itekleyerek şikâyetçiyi yere düşürdüğü ve ele geçirilemeyen meyve bıçağı ile elinden yaraladığı, olaydan sonra müracaatın bulunmaması nedeniyle yaralanmasına ilişkin doktor raporunun aldırılamadığı ancak tanık beyanları ve dosya arasına alınan kamera görüntüleri ile yaralama eyleminin gerçekleştiği iddiasıyla açılan davada sanığın atılı suçları işlediği Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Katılan beyanları, tanıkların anlatımı, CD inceleme raporuna göre sanığın atılı suçları işlediğine dair ve hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci, 50 nci ve 51 inci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmamasına ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için aranan koşulların olayda gerçekleşmediğinden uygulanmaması yönünde, Mahkemenin delilleri takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden, karar bu yönüyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.11.2023 tarihinde karar verildi.