Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/17038 E. 2023/23849 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17038
KARAR NO : 2023/23849
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/95 E., 2015/811 K.
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasında “on sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verileceği” yönündeki düzenleme karşısında sanık hakkında mağdura yönelik eylemleri nedeniyle dava zamanaşımı içerisinde mahkemesince insan ticareti suçundan suç duyurusunda bulunulabileceği değerlendirilerek dosya görüşüldü.
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında fuhuş suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 227 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının taksitlendirilmesine, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğuna, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, 18 yaşından küçük olan katılan ile tanık M.N.’nin bir araya gelmesini sağlamak hususunda tanıkla anlaştığı, olay günü katılanın tanık M.N.’nin evine giderek burada para karşılığında cinsel ilişkiye girdiği iddia olunarak sanık hakkında fuhuş suçundan dava açılmıştır. Yerel Mahkemece, “Katılanın sanığın evinde kalmaya başladığı ve sanık tarafından ayarlanan şahıslarla para karşılığında ilişkiye girdiği, her ne kadar kovuşturma aşamasında ifadesini değiştirmiş ise de, olaydan hemen sonra alınan ilk ifadesinde tanık M. N.’nin de sanık aracılığıyla katılanla tanıştığını ve sanıkla katılanın akşam kendisine göndermesi hususunda anlaştığını söylediği, katılanın da beyanında tanık M. N. isimli bir şahısla sanık aracılığıyla para karşılığı ilişkiye girdiğini ve parayı sanığa verdiğini söylediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Sanık mahkemedeki savunmasında her ne kadar katılanın fuhşuna aracılık etmediğini ve yer temin etmediğini beyan etmiş ise de, bu beyanlarının dosya kapsamı göz önüne alındığında suçtan kurtulmaya yönelik ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın hazırlık aşamasındaki beyanları ile tanıklar R. Y. ve N. Ş.’ye atmış olduğu mesajlar hep birlikte değerlendirildiğinde, katılanın fuhuş yaptığını bildiği ve bu hususta hem aracılık ettiği hem de yer temin ettiği anlaşılmıştır. Yine bir kısım tanıklar mahkeme ifadelerinde değişikliğe gitmişlerse de gerek ilk ifadelerinin olaydan hemen sonra alınması sebebiyle daha güvenilir olması, gerekse de daha sonra sanıktan korkmaları sebebiyle ifade değişikliğine gitmiş olmaları sebebiyle hazırlık beyanlarına itibar edilmiştir. Nitekim sanığın olaydan hemen sonra tanıklara tehdit içerikli mesajlar atarak mağdurun ifadesini değiştirmesini istediği göz önüne alındığında tanıkların aleyhinde tanıklık yapmamaları da doğaldır. Bunun yanında sanığın tanımadığı bir insanı kendi evine getirip bırakması ve kendisinin de dükkanda kalması hayatın olağan akışına uygun olmadığından bu minvaldeki sanık savunmalarına itibar edilmemiş ve sanığın fuhuş yaptırmak için mağduru evine aldığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar mağdur ve bir kısım tanık beyanları göz önüne alındığında sanığın mağdura cebirle fuhuş yaptırdığından hakkında 5237 sayılı Kanun’un 227 nci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiği düşünülebilirse de, tanıkların özellikle hazırlık beyanlarında da ifade edildiği üzere mağdurun evde zorla tutulmadığı, gerek yanında cep telefonunun olması sebebiyle böyle bir zorlama olması halinde her zaman yardım isteyebileceği, gerekse de bazı zamanlar evde tek başına kalması sebebiyle orada ayrılabileceği, bu sebeple de sanığın tehdit ya da cebirle mağdura fuhuş yaptırdığının sabit olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar tanıklara atılan mesajlarda tehdit varsa da bu tehdidin mağdurun ifadesini geri alması için olduğu, sanığın tanık N. Ş.’ye atmış olduğu samimi mesajda kimsenin katılana kimse zorla fuhuş yaptırmadığını, kendi isteği ile yaptığını yazdığı, bunun da herhangi bir zorlama olmadan katılanın fuhuş yaptığını ve sanığın da kendisine yardımcı olduğunu gösterdiği anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle atılı suçtan mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanık savunması, katılan beyanı, tanıkların anlatımları, mesaj tespit tutanakları içeriği ve tüm dosya kapsamı karşısında; suçun sübuta erdiğinin kabulü ile sanığın mahkumiyeti yönündeki Mahkemenin inanç ve takdirinin yerinde olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
B. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığa yükletilen fuhuş eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Temel uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 227 nci maddesinin birinci fıkrası yerine 127 inci maddesinin birinci fıkrası olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu,
Anlaşıldığından, sair yönlerden yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.11.2023 tarihinde karar verildi.