Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/16866 E. 2023/23882 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16866
KARAR NO : 2023/23882
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/38 E., 2016/247 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (c) bentleri, 125 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanığa verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
Tebliğnamede hakaret suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanması yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; olay tarihinde psikolojik olarak rahatsız olduğuna, bu durumun raporlar ve kayıtlarla sabit olduğuna, katılanla arasında husumet olmayıp, hakaret etmesini gerektirecek bir husus olmadığına, hakkında takdiri indirim bile uygulanmadan ceza verildiğine ilişkindir.
Sanık müdafiinin temyiz isteği; adli tıp raporları arasında çelişki olduğuna, sanığın ilaç kullanımı nedeniyle hakaret eylemini işlediğini hatırlamadığını beyan ettiğine, yeniden rapor aldırılarak ve belirtilen tarihlerde tıbben cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğine, sanık hakkında erteleme hükümlerinin uygulanmamasının hatalı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılanın olay tarihinde nöbetçi Cumhuriyet savcısı olduğu, zemin katta bulunan müraacat savcılığı odasına gitmekteyken başka bir suçtan dolayı bir gün öncesinden gözaltı talimatı verdiği ve o sırada polis noktasında beklemekte olan sanığın katılana hitaben “Sen Allah’mısın” şeklinde sözler söylediği, bunun üzerine katılanın polis memurlarına sanığı dışarıya çıkarılması talimatını verdiği, ayrıca sanığın katılana hitaben “Senin Allah’ını sinkaf ederim” şeklinde sözler söylediği, bu durumun kolluk tarafından tutulan tutanakla da sabit olduğu, ayrıca olay tarihinde sanığı adliyeye getiren polis memurlarının da dosya kapsamında alınan beyanlarında sanığın katılanı görünce ”… savcı, sen Allah mısın, senin Allahını si…” dediğini beyan ettikleri, böylece sanığın üzerine atılı hakaret suçunu işlediği Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
2. Sanık savunması, katılan ve tanıklar M.K. ile Ş.G. ‘nin beyanları tespit edilerek dava dosyasına eklenmiştir.
3. Dr. … Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin 26.12.2013 ve 14.07.2015 tarihli raporları ve bu raporlar arasında çelişki olması nedeniyle Mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 29.01.2016 tarihli sanığın suç tarihi itibariyle cezai sorumluluğunun tam olduğu görüşünü içerir raporu, görüntü inceleme tutanağı, olay tutanağı, sanığa ait adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, gıyapta hakaret suçunun oluşması için, en az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesinin gerekmesi, katılanın savcı huzurunda alınan beyanı dikkate alındığında somut olayda sanığın hakaret sözlerini katılanın gıyabında gerçekleştirdiğinin anlaşılması, duruşmada dinlenilen tanık Ş.G.’nin sanığın katılana hakaret ettiğini duymadığını beyan etmiş olması karşısında, olay tutanağında imzası bulunan polis memurları … ve …’un tanık sıfatıyla dinlenilip suçun unsuru olan ihtilat öğesinin ne suretle oluştuğu kanıtlarıyla birlikte açıklanıp tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.11.2023 tarihinde karar verildi.