Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/16646 E. 2023/25380 K. 07.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16646
KARAR NO : 2023/25380
KARAR TARİHİ : 07.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/596 E., 2016/110 K.
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla;
1. Sanık … hakkında, katılan …’a yönelik tehdit suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. Sanık … hakkında, katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca, 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. Sanık … hakkında, katılan …’a yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca, 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
4. Sanık … hakkında, katılan …’a yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 116 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca, 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
5. Sanık … hakkında, katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesi uyarınca, 500,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
6. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.03.2021 tarih ve 2016/168016 sayılı Tebliğnamesiyle sanık … hakkında kasten yaralama ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümlerin bozulması, diğer hükümlerin ise onanması yönünde görüş bildirilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan sanık … müdafiinin 12.02.2016 tarihli temyiz sebepleri içermeyen süre tutum dilekçesiyle hükümlerin bozulmasını talep ettiği belirlenmiştir. Katılan sanık müdafiinin 23.02.2016 tarihli dilekçesiyle temyiz isteminin reddi kararını ayrıca temyiz ettiği anlaşılmıştır.
2. Katılan sanık … müdafiinin temyizinin; Yerel Mahkemenin yeterli araştırma yapmadan eksik inceleme sonucu karar verdiği, hükümlerin usul ve Yasa’ya aykırı olduğu, sanığın dinlenilmesini istediği, tanıkların Mahkemece dikkate alınmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanması gerektiği, bu nedenlerle hükümlerin bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
3. Katılan … vekilinin, temyiz sebepleri içermeyen süre tutum dilekçesiyle verilen hükümlerin bozulmasını talep ettiği belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılan …’un avukat olduğu, katılan sanık …’nin ise katılan …’un ofisinin olduğu binada işyerinin olduğu, olay tarihinde katılan …’un bürosuna siparişleri getiren katılan sanık …’nin, katılan …’un takip ettiği bir velayet davasıyla ilgili olarak, avukat olan katılana hitaben “Şu davadan vazgeç artık benimde isviçrede abim var oradanda bastırıyorlar” şeklinde söz söylemesi üzerine katılan …’unda cevaben “… biz görevimizi yapıyoruz “şeklinde karşılık vermesi üzerine katılan sanık …’nin bu defa “Burada senin huzurunu bozarız sen bilirsin” dediği, bunun üzerine katılan …’un, sanık …’den dışarı çıkmasını istediği, katılan sanık …’nin, katılan …’un üstüne yürümesi üzerine odada bulunan diğer katılan sanık …’un araya girmek istediği, bunun üzerine katılan sanık …’nin, katılan sanık …’a yumruk vurduğu ve arbede çıktığı, ele geçmeyen kesici sivri uçlu bir cismi 3-4 defa savurarak katılan sanık …’u yaraladığı, katılan sanık …’un da karşılık olarak katılan sanık …’ye vurduğu, bu sırada katılan …’un polisten yardım istemek için bürodan çıktığı, katılan sanık …’nin de onun arkasından “Seni yaşatmayacağım,öldüreceğim,mahvedeceğim” şeklinde sözlerle tehdit ettiği, polisler geldikten sonra da “seni büroya sokmayacağım göreceksin” şeklinde tehditlerine devam ettiği iddia olunarak kamu davası açılmıştır.
Yerel Mahkemece, sanık …’un, katılan …’a yönelik tehdit suçundan beraatine, sanık …’un, katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan mahkumiyetine, sanık …’un, katılan …’a yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetine, sanık …’un, katılan …’a yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkumiyetine, sanık …’ın, katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında, Katılan …’a Yönelik Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanık hakkında hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği asıl kararın resen temyize de tabi olmadığı, aynı Kanun’un 315 inci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, ek kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görülmemiştir.
B. Sanık … Hakkında, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Kasten Yaralama ve İşyeri Dokunulmazlığının İhlali Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden
Tüm dosya kapsamı, katılanlar … ve …’ın aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımları ile katılan … hakkında tanzim olunan adli muayene raporu ile Mahkemece dinlenen tanıklar M.K. ile N.K.’nın anlatımlarının katılanlar … ve …’un beyanlarıyla kısmen uyumlu olduklarının anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarını işlediği sabit görülmekle, hakkında mahkûmiyet kararları verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Sair Hususlar Yönünden
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama ve işyeri dokunulmazlığının ihlali eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanun’a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
C. Sanık … Hakkında, Katılan …’a Yönelik Tehdit Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 106 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezaların türü ve üst sınırlarına göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin, 18.12.2014 tarihli sorgusu olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleştiği belirlenmiştir.
D. Tebliğnamede Yer Alan Sanık … Hakkında Kasten Yaralama ve İşyeri Dokunulmazlığının İhlali Suçlarından Verilen Hükümlere İlişkin Görüş Yönünden
Basit yargılama usulü kapsamına girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olmaları nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca sanığa yükletilen kasten yaralama ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarında basit yargılama usulünün uygulanamayacağı belirlenmiş ve bu suçlar yönünden Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Sanık … Hakkında, Katılan …’a Yönelik Kasten Yaralama Suçundan Verilen Hükmün Temyizinde
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin ek kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden ek kararın, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkında, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Kasten Yaralama ve İşyeri Dokunulmazlığının İhlali Suçlarından Verilen Hükümlerin Temyizlerinde
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında sanık müdafii ve katılanlar vekilleri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii ve katılanlar vekillerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
C. Sanık … Hakkında, Katılan …’a Yönelik Tehdit Suçundan Verilen Hükmün Temyizinde
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.12.2023 tarihinde karar verildi.