YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16610
KARAR NO : 2023/24447
KARAR TARİHİ : 22.11.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/196 E., 2016/259 K..
SUÇ : Çevrenin taksirle kirletilmesi
HÜKÜM : Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında çevrenin taksirle kirletilmesi suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 75 ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca yapılan ön ödeme teklifine uyulması nedeniyle düşme kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz istemi, suçun kasten işlenmesi nedeniyle sanık hakkında usul ve kanuna aykırı bir biçimde verilen kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yöneticisi olduğu sitenin, arıtma su tesisinin istenilen verimde çalışmaması nedeniyle çevrede kirlilik yarattığı iddiasıyla sanık hakkında çevrenin kasten kirletilmesi suçundan açılan davada Mahkeme, sanığın eyleminin ön ödeme kapsamında kalan çevrenin taksirle kirletilmesi suçunu oluşturduğunu kabul edip, yapılan ön ödeme teklifine sanık tarafından uyulması nedeniyle de düşme kararı vermiştir.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 182 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 25.03.2015 tarihli sanık savunması olduğu, temyiz incelemesi tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.