YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16489
KARAR NO : 2023/23514
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/881 E., 2016/110 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla sanığın hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ile 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, hakaret suçunun şikâyete bağlı suç olduğuna, sanığın gönderdiği mesajların tarihleri dikkate alınarak şikâyetin süresinde olup olmadığının araştırılması gerektiğine, temel ceza tayini ile 43 üncü madde uyarınca teşdit uygulamasının yerinde yapılmadığına, karşılıklı hakaret nedeniyle sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine, hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine, ertelenmesine ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, farklı tarihlerde katılana gönderdiği “…manyak, yalancı adi, ukala, şımarık, yalancısın, salak, kafayı sıyırmışsın, öküz.” biçimindeki sözlerinden dolayı hakaret suçundan açılan davada Mahkeme, tüm dosya kapsamına göre sanığın cezalandırılmasına karar verirken eylemin karşılıklı gerçekleştirilmesi nedeniyle sanığın cezasında indirime gitmiştir.
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Nedenleri Yönünden
Sanığın suçlamayı kabul etmesi, katılanın ifadesi, mesaj içerikleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın iddianameye konu edilen sözlerle hakaret suçunu işlediğine dair Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık görülmemiş, hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmeme, ertelenmeme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmama gerekçelerinin kararda gösterilmiş olması ve bu gerekçelerin yerinde görülmesi, hakaret suçunu oluşturan mesajların tarihleri dikkate alındığında altı aylık şikayet süresi geçmeden sanık hakkında şikayette bulunulduğunun anlaşılması, 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilebileceği gibi cezada indirime gidilebileceği ve bu konuda hakime takdir hakkının tanınmış olması, hakaret suçunu oluşturan mesajların fazlalığı da dikkate alındığında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapılan artırımın yerinde görülmüş olması karşısında, sanık müdafiinin bu yöndeki temyiz nedenlerine de itibar edilmemiştir.
B. Sair Temyiz Nedenleri Yönünden
1. 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2. Temel cezanın 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle aynı kanun maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3. 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, anılan maddenin birinci fıkrasında yedi bend halinde sayılan hususlar, aynı Kanun’un üçüncü maddesinin birinci fıkrasındaki “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” biçimindeki yasal düzenleme ile dosya kapsamı birlikte değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilerek alt sınırdan makul suretle ayrılmak yerine hakkaniyete aykırı bir biçimde teşdit uygulaması yapılarak sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesi,
4. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde öngörülen ”failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi hususlar değerlendirilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle takdiri indirim nedenlerinin sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.11.2023 tarihinde karar verildi.