Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/16441 E. 2023/23148 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16441
KARAR NO : 2023/23148
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/18 E., 2016/34 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında
1. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 43, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 4 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2. Tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrası, 43, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz istemi, sanığın atılı suçları tahrik altında işlediği, lehe hükümlerin uygulanmadığı, kararın usul, Yasa ve hakkaniyete aykırı olup açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.
2. Katılan vekilinin temyiz istemi, cezaların düşük tayin edildiği, takdiri indirimin uygulanmaması gerektiği, tehdit eyleminin basit tehdit kapsamında kalmadığı, açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, katılanın telefonuna 29.06.2014-11.08.2014 tarihleri arasında birden fazla sinkaflı söz ve sair tehdit içeren mesajlar göndermek suretiyle hakaret ve tehdit suçlarını işlediği iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanık savunması, katılan beyanı, suça konu mesajların tutanağa bağlandığı 04.07.2014 ve 16.10.2014 tarihli ifade tutanakları, sanığın adli sicil kaydı ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, sanığın atılı suçları işlediğinin sabit olduğuna ve lehe hükümlerin uygulanmama gerekçesine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden
Suça konu mesajlardaki tehdit içerikli sözlerin 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde düzenlenen sair tehdit kapsamında kaldığına ve cezaların tayinine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
C. Sair Yönlerden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “11.08.2014” yerine “19.08.2014” olarak yanlış gösterilmesi,

2. Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken, 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri süresinin de belirlenmesi,
3. Tehdit suçundan kurulan hükümde temel ceza tayin edilirken 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi gösterilmeyerek 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması,
4. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.10.2023 tarihinde karar verildi.