Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/16394 E. 2023/23151 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16394
KARAR NO : 2023/23151
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/213 E., 2016/56 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında
1. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2. Tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanığın temyiz istemi, sanığın atılı suçları işlemediği ve kararın bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.
2. Katılanın temyiz istemi, cezanın alt sınırdan tayin edilmesi, iki mağdura karşı işlendiği halde tek hüküm kurulması, takdiri indirim uygulanması ve tehdit eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesini oluşturduğunun gözetilmemesi nedenleriyle kararın usul ve Yasa’ya aykırı olup izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlerle sanık aleyhine bozulması gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay günü, … K2 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan sanığın tebligat işlemleri için infaz koruma memuru olan tanık C. Ü. ile beraber baş memur olan tanık S. A.’nın odasına gittiği, burada kendisinden şikâyetçi olan ve hakkında tutanak düzenleyen infaz koruma memuru katılanı kastederek “Bana bu tutanaktan bir ceza çıkarsa o adam bu cezaevine giremez.” şeklinde tehdit içerikli sözler söylediği, daha sonra tanık C. Ü. ile koğuşa gittiği sırada koğuşun önünde yine katılanı kastederek “O o…çocuklarına dışarıda da olsa elimden geleni yaptırırım, onları ben sinkaf edeceğim, o… evlatları, bu cezaevine giremeyecekler.” şeklinde tehdit ve hakaret içerikli sözler söylediği, bu suretle tehdit ve hakaret suçlarını işlediği iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Katılan ve tanıkların istikrarlı beyanda bulunmaları, olay tarihli tutanak içeriği, sanığın adli sicil kaydı ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, sanığın atılı suçları işlediğinin sabit olduğuna ve mahkûmiyetine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
B. Katılanın Temyiz Sebepleri Yönünde
Tüm dosya kapsamından suça konu tehdit ve hakaret eylemlerinin yalnızca katılana yönelik işlendiği, tehdit eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde düzenlenen sair tehdit kapsamında kaldığı ve cezaların tayini ile takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasına dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, katılanın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
C. Sair Yönlerden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen aleniyetin oluşabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında; suçun işlendiği yer olan cezaevinin aleni olmadığı gözetilmeden, anılan Kanun maddesinin uygulanması,

2. Bozma sonrası yapılan incelemede hakaret suçunun aleni işlenmediğinin kabulü halinde her iki suçtan kurulan hükümler yönünden;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık ile katılanın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.10.2023 tarihinde karar verildi.