YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16311
KARAR NO : 2023/24438
KARAR TARİHİ : 22.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/56 E., 2016/148 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; sanığın eleştiri sınırlarını aşar şekilde aşağılayıcı ve küçük düşürücü ifadeler kullandığından mahkumiyet hükmü kurulmasına, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılanın milli emlak müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, sanığın katılanın çalıştığı serviste işlem yaptırmak istediği, bu taleplerinin katılanca yerine getirilmediğini iddia ederek Başbakanlık İletişim Merkezine başvurduğu ve dilekçesinde “Haddini bilmez hadsizler, kraldan çok kralcı olan kendini bilmez, aldıkları maaşın helal olduğunun zanneden şahıs, devletin makamında oturan, kendini devlet zanneden maaşlı uşaklar.” şeklindeki sözlere yer vererek hakaret ettiği iddia olunmuştur. Yerel Mahkemece, “Anayasal hak olan dilekçe hakkı ve şikayet hakkı dikkate alındığında sanığın eyleminin hakkın kullanılması niteliğinde bulunduğu, bu nedenle suç teşkil etmeyeceği.” kabul edilerek atılı suçtan beraat hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılana söylediği iddia edilen sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığından, Mahkemenin sanığın atılı suçtan beraatine dair gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, O yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında O yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.