YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16061
KARAR NO : 2023/23715
KARAR TARİHİ : 07.11.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/518 E., 2016/233 K.
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı ve sanığın temyizinin hakaret ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik olduğu yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece; sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi gereği 1 yıl 3 ay hapis cezası ile kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca iki kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına ve aynı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca hükmolunan cezaların mükerrirlere özgü infaz rejiminde çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminin özetle; atılı suçlamaları kabul etmediği, dosya kapsamında cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı, kendisinin mağdur olduğu, olay esnasında alkollü olmadığı, mağdurların şikâyetçi olmamasına rağmen hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediği bu nedenlerle ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın almış olduğu alkolün etkisi ile Büyükşehir Belediyesine ait kesimhanede güvenlik görevlisi olarak çalışan mağdurlar Y.G. ve A.K.’ye “Sizi burada istemiyorum, sizin özgürlüğünüzü kısıtlıyorum, ben … polis gelsin ordu gelsin sıkarım.” şeklinde sözlerle tehdit ettiği ayrıca ve mağdurları hedef alacak şekilde sinkaflı kelimelerle hakaret ettiği, mağdurların durumu zabıta birimine haber vermeleri üzerine olay yerine gelen zabıta memurları Y.A ve M.G. ile tartışmaya girerek zabıta memurlarını basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede darp ettiğinden bahisle hakaret tehdit ve kasten yaralama suçlarından cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında Yerel Mahkemece; adli muayene raporları, mağdur anlatımları ve tüm dosya kapsamından sanığın atılı hakaret ve kasten yaralama suçlarından mahkûmiyetine, tehdit suçundan ise şikâyetten vazgeçme nedeni ile açılan kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanığın temyiz isteminin hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik olması ve aşağıda açıklanan gerekçeler nedeniyle Tebliğname’deki hakaret suçu yönünden onama ve tehdit suçu yönünden bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, cezanın ertelenmesine ya da seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına dair inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, sanığın kendisinin darp edildiği ve alkollü olmadığına dair savunmasının dosya içerisindeki adli muayene raporu ile uyumlu olmadığı ve bu nedenle itibar edilemeyeceği anlaşılmakla, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; bozma sebebi dışındaki başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. Sanığın belediyeye ait kesimhanede çalışan özel güvenlik görevlileri ile yaşadığı tartışma nedeniyle olay yerine gelen zabıta memurları Y.A. ve M.G.’yi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede darp etmesi eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturup oluşturmadığının karar yerinde tartışılmaması,
2. Özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için 5188 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve 11 inci maddesi uyarınca da Valilikten çalışma izni almak zorunlu olup anılan Kanun’un 23 üncü maddesine göre özel güvenlik görevlisi mağdurların kendilerine karşı işlenen suç nedeniyle kamu görevlisi sayılabilmeleri için yukarıda açıklanan koşulları taşımaları gerektiği anlaşıldığından, özel güvenlik görevlisi mağdurlar Y.G. ve A.K.’nin bu koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılmadan eksik inceleme ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca mahkûmiyet kararı verilmesi,
3. Sanığın, 09.02.2016 tarihli savunmasında lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde öngörülen “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi hususlar değerlendirilmeden “Sanık hakkında başkaca artırım veya indirim yapılmasına yer olmadığına” biçimindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçeyle takdiri indirim maddesinin uygulanmaması,
4. Tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında hüküm fıkrasında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına rağmen gerekçeli kararda tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunmadığı ve tekerrür hükümlerinin uygulanmadığının belirtilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılması ve tekerrür hükümleri uygulanırken 5275 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinin ikinci fıkrası dikkate alınarak, en ağır cezayı içeren mahkûmiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden birden fazla mahkûmiyetin tekerrüre esas alınması nedenleriyle karar hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2023 tarihinde karar verildi.