Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/15796 E. 2023/23786 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15796
KARAR NO : 2023/23786
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/564 E., 2016/175 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar, katılan vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, sanık … ve katılan vekilinin temyiz isteklerinin süresinde olduğu, yokluğunda verilen hükme ilişkin gerekçeli kararın sanık …’a yöntemince tebliğ edilmemesi nedeniyle öğrenme üzerine yapılan temyiz başvurusunun da süresinde değerlendirildiği, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece,
1. Sanık … hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 ve 52 nci maddeleri uyarınca 6.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
2. Sanık … hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’un temyizi sübuta, kararın usul ve Yasa’ya aykırı olduğuna vesaireye yöneliktir.
2. Sanık …’in temyizinin gerekçe içermediği görülmüştür.
3. Katılan vekilinin temyizinin sanık … hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş olmasına rağmen bakanlık lehine vekalet ücreti tayin edilmemesinin hatalı olduğuna yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Alkollü ve yaralı olan sanıkların ambulans ile hastaneye getirildikleri, polis memuru olan katılan … G.’nin acil müdahale odasında adli form düzenlemek için sanıklara sorular sorarak kimliklerini istediği, sanık …’un katılana hitaben “Lan senin yaşın kaç, kimsin bana kimlik soruyorsun, senin maaşını ben veriyorum, bana kabadayılık yapıyorsun yürü git.” dediği, sanık …’in de doktor olan katılan … Ç.’ye “Şerefsiz” dediği ve böylece sanıkların kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı hakaret suçunu işledikleri iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanıklar ve katılan vekilinin temyiz istemleri ile sair yönlerden yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü sanık …’un, katılan … G.’ye söylediği kabul edilen sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
2. Sanık …’in mahkûmiyetine karar verilmesi ve katılanın Sağlık Bakanlığı’nın görevlendirdiği vekille temsil edilmesi karşısında, Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesi ile 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesi uyarınca Sağlık Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
3. Sanık … ve kabule göre sanık … hakkında kurulan hükümler yönünden; 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanıklar ve katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2023 tarihinde karar verildi.