Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/15686 E. 2023/21903 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15686
KARAR NO : 2023/21903
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/784 E., 2016/243 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddeleri uyarınca 7.300,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanığın temyizi sübuta, eksik incelemeye, delillerin hatalı değerlendirildiğine, lehine olan Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğine vesaireye yöneliktir.

2. O yer Cumhuriyet savcısının temyizi sanığın şikâyetçiye hitaben söylediği sözlerin hakaret suçunu oluşturmadığına ve adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca gün olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yıl olarak tayin edilmesinin hatalı olduğuna yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.04.2015 tarih, 2014/1343 Esas sayılı dosyasında hakaret suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, “14.04.2015 tarihli duruşmanın itirazı başlıklı” dilekçesiyle mahkeme hakimi şikâyetçiye hitaben kamu görevlisine görevinden dolayı hakarette bulunduğu iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, sanığın eksik incelemeye, delillerin hatalı değerlendirildiğine, lehine olan Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz sebepleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak
1. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Somut olay kapsamında; sanığın söylediği kabul edilen sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, şikâyet hakkı kapsamında kalması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle mahkûmiyet kararı verilmesi,
2. Kabule göre,
a) Adli para cezası tayin edilirken, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca temel cezanın gün üzerinden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanuna 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.10.2023 tarihinde karar verildi.