Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/15617 E. 2023/22584 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15617
KARAR NO : 2023/22584
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1448 E., 2016/415 K.
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, dördüncü fıkrası, 62 nci, 52 nci maddeleri uyarınca 7000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
2- 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi, 62 nci, 50 nci maddeleri uyarınca 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın ve müdafiinin temyiz isteklerinin; kararı temyiz ettiğine, tanıkların taraflı olduğuna, suçları işlemediğine vesaire yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılanın Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak çalıştığı, suç tarihinde muayene odasına giren sanığın özel bir tıp merkezine yazdırdığı oğluna ait reçeteyi katılanın yazmasını istediği, katılanın reçeteyi yazamayacağını söylemesi üzerine “Bu reçeteyi yazacaksın lan, seni buraya kim dikti?” dediği, katılanın sanığa muayene saatinin bittiğini söylemesi üzerine koridora çıkan sanığın “Adam değil ama birini buraya doktor diye koymuşlar.” dediği, katılanın “Hakaret etmeyin.” demesi üzerine “Gözlüğün üzerinden kafayı koyarsam sana gününü görürsün ve top sakalı da koymuşsun adam mısın lan sen, öldürürüm lan seni, yaşatmam seni ve dışarı çıkmayacak mısın sen?” dediği, böylece üzerine atılı suçların sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz İsteği Yönünden
Sanığın savunması, katılanın ve tanıklar V.K., N.T., M.A.’nın beyanları ve tüm dosya içeriği karşısında, sanığın katılanı tehdit ettiği hususunun sübut bulduğu yönündeki Mahkemenin takdir ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
B. Sair Sebepler Yönünden
1. Hakaret Suçuna Yönelik
i. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılana söylediği kabul edilen sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba söz niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile sanık hakkında hakaret suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,
ii. Kabule Göre;
5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin sekizinci fıkrasına göre adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması, sonuç olarak ulaşılan miktarın bir gün için belirlenen miktarla çarpımı sonucu ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrasıyla üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca tercih edilen adli para cezası yıl olarak belirlenip artırım ve indirimler ay üzerinden yapılmak suretiyle neticeten 7.080,00 TL yerine 7.000,00 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
2. (B-1) Bendinde Düzenlenen Bozmaya Uyulması Halinde Tehdit Suçuna Yönelik
i. 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Kanun’un 2 ve 7 nci maddeleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirmesinde zorunluluk bulunması,
iii. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken, hakaret suçu yönünden, aynı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrasının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.10.2023 tarihinde karar verildi.