YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15132
KARAR NO : 2023/23407
KARAR TARİHİ : 31.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/905 E., 2016/83 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Akhisar Sulh Ceza Mahkemesinin, 20.12.2013 tarihli ve 2013/323 Esas, 2013/627 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında, hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına,
2. Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.01.2016 tarihli ve 2015/905 Esas, 2016/83 Karar sayılı kararıyla, sanığın, denetim süresi içerisinde, Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2014/847 Esas, 2015/123 Karar sayılı dosyası kapsamında, suç tarihi 25.11.2014 olan suç üstlenme suçunu işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine, sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümlerin aynen açıklanması suretiyle mahkûmiyetine,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığına, kararın usûl ve yasaya aykırı olduğuna ve resen belirlenecek nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Hakkında şikâyet olması nedeniyle emniyet merkezine gelen sanığın, şikâyetçi bayanlarla konuşmak istediğini belirtmesi üzerine bu durumun mümkün olmadığını kendisine ileten katılan polis memuruna hitaben “Senin bana gıcığın var, bu kızlardan ne çıkarın var, neden görüştürmüyorsun.” diyerek hakaret ettiğinden bahisle açılan kamu davasına ilişkin Mahkemece, mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle, Anayasanın 141 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü, 223 üncü ve 230 uncu maddelerine aykırı davranılması,
2. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olay kapsamında, davaya konu edilen ifadenin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığının gözetilmemesi,
3. Kabule göre de;
a. Sanığın eylemini aleni olan emniyet binası bekleme salonunda gerçekleştirmesine karşın, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmaması,
b. Aleniyetin uygulanmaması halinde,
7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu nedenlerle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken, aynı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrasının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
31.10.2023 tarihinde karar verildi.