Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/14896 E. 2023/22322 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14896
KARAR NO : 2023/22322
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/701 E., 2016/39 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin reddi

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrası ve 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, başka suçtan cezaevinde hükümlü bulunan sanığın yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde denilmesi ayrıca cezaevi idaresi aracılığıyla da temyiz edebileceğinin Kanun yolu açıklamasında bildirilmemesi suretiyle yanılgı oluşturulduğu, bu haliyle anılan Kanun maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak yapılmadığından, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca, 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2. Tebliğname’de, sanığın hükmü 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen bir haftalık süreden sonra temyiz etmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin, cezasını temyiz etmek istediğine ve resen görülecek nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunduğu, katılanın ise aynı ceza infaz kurumunda müdür olarak görev yaptığı, sanığın, anne ve babası ile yaptığı telefon görüşmesinde ”Yav o ne Alla Alla anasını sinkaf ederim müdürünün yav…” şeklindeki sözlerle katılanı kastederek hakaret eyleminde bulunduğu hususlarının; bu sözlerin görevlilerce dinlenildiğini bilmesi ve eyleme ilişkin 22.06.2015 tarihli telefon görüşme tutanağı içeriği ve tanıklar E.Y. ile H.K.’nın beyanlarına ve sanığın ikrarına göre sözlerin katılana yönelik olduğunun sübut bulduğu Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
2. Sanık atılı suçu ikrar etmiştir.
3. 22.06.2015 tarihli telefon çözüm tutanağı ile tanıklar E.Y. ile H.K.’nın beyanları dosya içinde mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğnamedeki Görüş Yönünden
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrası ve 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, başka suçtan cezaevinde hükümlü bulunan sanığın yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde denilerek ayrıca cezaevi idaresi aracılığıyla da temyiz edebileceğinin Kanun yolu açıklamasında bildirilmemesi suretiyle yanılgı oluşturulduğu, bu haliyle anılan Kanun maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak yapılmadığından, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldığından Tebliğname’deki temyizin süresinde olmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine dair görüşe iştirak edilmemiştir.
B. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Tüm dosya kapsamı, sanığın ikrarı, telefon görüşme tutanağı ile tanıklar E.Y. ile H.K.’nın beyanlarına göre, 5237 sayılı Kanun’un 126 ncı maddesi uyarınca sözlerin katılana yönelik olduğunun anlaşıldığı ve telefon görüşmesinin görevliler tarafından dinlenildiğinin sanık tarafından bilindiği, bu suretle sanığın atılı suçu işlediğine dair, tekerrüre esas engel mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında suçlu kişiliği değerlendirilerek yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle, hakkında 5237 sayılı Kanun’un 50, 51 ve 5271 sayılı Kanun’un 231 nci maddesinin uygulanmaması yönünde Yerel Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
C. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönüyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.10.2023 tarihinde karar verildi.