Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/14874 E. 2023/21914 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14874
KARAR NO : 2023/21914
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/298 E., 2016/413 K.
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun ( 1412 sayılı Kanun ) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Mahkeme kararı ile sanığın 10.12.2015 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olup kesinleşmesi nedeniyle, açıklanması geri bırakılan hüküm aynen açıklanarak sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 265 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddeleri uyarınca 6 ay 8 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin; atılı suçu kabul etmediğine, beraatine karar verilmesine aksi halde ise hapis cezasının paraya çevrilerek ertelenmesine karar verilmesi gerektiğine ve resen görülecek nedenlerle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Devriye görevini yapmakta olan polis memuru mağdurların sanığın kullandığı ve önlerinde seyir halinde olan aracı şüphelenmeleri nedeniyle durdurarak kimlik kontrolü yapmak istedikleri ve sanığın kimliğine baktıkları aşamada sanığın alkollü olduğunu tespit etmeleri üzerine ekip çağırdıklarında sanığın mağdurlara yönelik “Bunun hesabını sizden soracağım.” diyerek tehdit ettiği iddiasıyla sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan davada, mağdurların aşamalardaki beyanları ve 26.02.2013 tarihli olay tutanağına göre sanığın atılı suçu işlediği Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
2. Sanık atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Mağdurların aşamalardaki beyanları uyumludur.
4. 26.02.2013 tarihli olay tutanağı dosya içinde mevcuttur.
IV. GEREKÇE
Sanığın Temyiz Nedenleri ve Sair Sebepler Yönünden
Sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve sanığın denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği anlaşıldığından, Mahkemece, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin 11 inci fıkrası gereğince sanık hakkındaki hüküm açıklandığından, 5237 sayılı Kanun’un 50 ve 51 inci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına dair Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1. 5237 sayılı Kanun’un birinci maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınmalıdır.
Olay tutanağı ile mağdurların beyanlarına göre; sanığın hakkında işlem yapmak isteyen mağdurlara yönelik söylediği kabul edilen “Bunun hesabını sizden soracağım, şikâyetçi olacağın, benim avukatım var. ” şeklindeki sözlerinin tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirildiğinde, tehdit niteliğinde olmayıp şikâyet hakkının kullanılmasına yönelik olduğu, dolayısıyla tehdit olarak değerlendirilemeyeceği, bu itibarla somut olayda, cebir veya tehdit unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği kanıtlara dayalı olarak tartışılıp gösterilmeden, 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine aykırı olarak, yetersiz gerekçeyle görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,
2. Kabule göre de,
Hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulanması esnasında yapılan hesap hatası sonucu sonuç cezanın 6 ay 7 gün yerine 6 ay 8 gün olarak fazla tayini,

Nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.10.2023 tarihinde karar verildi.