Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/14836 E. 2023/23292 K. 30.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14836
KARAR NO : 2023/23292
KARAR TARİHİ : 30.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/67 E., 2015/508 K.
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama, onama, bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanıklar hakkında,
1. Görevli polis memurlarına yönelik, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesi ve 58 inci maddeleri uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanıklar … ve … haklarında cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2. Katılan …’a yönelik, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrası ve 58 inci maddeleri uyarınca ayrı ayrı 7 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanıklar … ve … hakkında cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
3. 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrası,43 üncü maddesi, 58 inci maddeleri uyarınca ayrı ayrı 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanıklar … ve … hakkında cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar … ve …’ın temyiz istekleri; kararı temyiz ettiklerine vesaire yönelik olduğu,
Sanık …’nın temyiz isteği; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, tedavi gördüğüne, eylemlerinin 32 inci madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine vesaire yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Şikayetçiler … ve …’in polis memuru olup, olay tarihinde devriye görevinde bulundukları, alkollü şahısların çevreyi rahatsız ettiği anonsu gelmesi üzerine olay yerine intikal ettikleri, burada sanıkların kendi aralarında kavga ettiklerinin görülmesi üzerine, polislerin uyarıda bulundukları, bu uyarı üzerine sanık …’ın polis memurlarına hitaben “Gelin lan buraya, a.. koyduğumun polisleri, bizi siz mi alacaksızınız lan şerefsizler.” dediği, polis memurlarının şahısları tekrar uyarması üzerine bu kez tüm sanıkların polislere hitaben “a.. s.. çocukları, sizi de s. amirinizi de s. …” dedikleri, sanık …’ın şikâyetçi …’ın boğazını sıkıp yüzüne ve karın bölgesine yumruk attığı, sanık …’un şikayetçi …’ın sağ bacağına tekmeler attığı, sanık …’in şikâyetçi …’in boğazını sıkıp kafasına yumruk, karın ve bacak kısımların tekme attığı, bu şekilde devam eden arbedenin gelen takviye ekipler tarafından yapılan müdahale ile sona erdiği, ayrıca sanıkların aracı ile yoldan geçmekte olan katılan …’ye hitaben “Senin ananı avradını s.., a.. koyduğumun çocuğu, o. ç..” diyerek hakaret ettikleri, böylece üzerine atılı suçların sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık …’ın tekerrüre esas alınan ilamında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulandığı anlaşılmakla, sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespiti ile cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmemiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçuna ilişkin hüküm fıkrasında uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası yerine 267 nci maddesi olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu değerlendirilmiştir.
A. Sanıklar Hakkında Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
1. Sanıkların temyiz isteği yönünden,
Sanıkların savunması, şikayetçilerin beyanı, 10.11.2013 tarihli olay tutanağı, şikayetçilere ait adli raporlar ve tüm dosya içeriği karşısında, sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işlediği hususunda ve lehe hükümlerin uygulanmamasına dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığından sanıkların temyiz istekleri yerinde görülmemiştir.
2. Sair Yönlerden,
Sanıklara yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşıldığından yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Sanıklar Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Sanıkların bozma sebebi dışındaki başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. Hükümden sonra 24.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve farklı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanacağı, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan davanın mağdurunun … olduğu, kamu görevlisine hakaret suçunun mağdurunun ise …, … olduğu, mağdurların farklı olması nedeniyle anılan Kanun hükümleri ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrası artık uygulama alanı bulmayacağının anlaşılması karşısında; katılan …’a yönelik hakaret suçundan uzlaşma işlemi yapılması ve Kanun’un 35 inci maddesiyle değişik 5271 Sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi gereğince sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2. Kabule göre;
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 2013/13-293 Esas, 2013/297 Karar sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci cümlesine göre artırılacağı öngörülmüştür.
Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın hakaret eylemlerini kısa zaman dilimi içerisinde ve aynı eylemin devamı niteliğindeki sözlerle, birden fazla katılana karşı gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında belirlenecek temel cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince artırılması gerektiği gözetilmeden, hakaret suçundan ayrı ayrı iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi,
Hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
1. Sanıklar Hakkında Görevi Yaptırmamak için Direnme Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle sanıklar tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
2. Sanıklar Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle, Mahkemenin kararına yönelik sanıkların temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.10.2023 tarihinde karar verildi.