Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/14530 E. 2023/21998 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14530
KARAR NO : 2023/21998
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/111 E., 2015/675 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.11.2015 tarihli ve 2015/111 Esas, 2015/675 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında, hakaret suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri, hakaret suçunun subut bulduğuna ve sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Taraflar arasında trafikte çıkan tartışmada sanığın, katılana yönelik sinkaflı küfür içerir şekilde el kol hareketi yapmak suretiyle hakaret ettiğinden bahisle açılan davaya ilişkin Mahkemece, tarafların beyanları, dosyada mevcut tutanaklar ve tüm dosya kapsamıyla, tanıklar N. N. ve H. Y. A.’nın beyanlarının tarafsız olarak nitelendirilemeyeceği ve sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı kabul olunarak beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst sınırına göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 08.09.2015 tarihli sanık savunması olduğu ve bu tarihten itibaren 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.10.2023 tarihinde karar verildi.