Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/1453 E. 2023/16847 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1453
KARAR NO : 2023/16847
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanunun 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla; sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca da hak yoksunlukları ile tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, verilen cezayı hak etmediği, kimseye hakaret etmediği, kararı temyiz ettiği talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın ceza infaz kurumunda hükümlü olduğu, hastalığı nedeniyle ilaç içmesi gerektiği, suç tarihinde infaz koruma memuru olan şikâyetçilerin şurubu kapağa dökerek sanığa verdikleri, sanığın da şurubu çalkalayarak tekrar vermelerini istediği, şikâyetçilerin çalkalayarak verdiklerini söyledikleri halde sanığın içinde ilaç bulunan kapağı yere fırlatarak şikâyetçiler ile tartıştığı ve “Sizin çocuğunuzu sinkaf edeceğim, bacınızı, avradınızı sinkaf edeceğim.” dediği, şikâyetçilerin beyanları, tanık anlatımları, sanığın tevilli ikrarı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Şikâyetçilerin beyanlarını doğrulayan tanık anlatımı ile sanığın tevilli ikrarı karşısında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair Mahkemenin inanç ve takdirinde sözlerin söylendiği yer ve bağlam nazara alınarak hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup sanığın bozma sebepleri dışındaki temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1. Başka suçtan farklı yargı çevresindeki cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan sanığın duruşmalardan bağışık tutulma talebinde bulunmaması karşısında, hükmün verildiği 12.11.2015 tarihli son oturumda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi yoluyla veya bizzat duruşmada hazır bulunması sağlanıp, yüzüne karşı hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden yokluğunda hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 193 üncü ve 196 ncı maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2. Sanığın hakaret eylemini beş şikâyetçiye karşı işlediğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince arttırım oranının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönüyle hukuka aykırı bulunmuştur.
Bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sanık hakkında cezayı aleyhe değiştirme yasağının dikkate alınmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.