YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14297
KARAR NO : 2023/21557
KARAR TARİHİ : 26.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/19 E., 2016/73 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile sanık hakkında, hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 7 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin; atılı suçu işlemediği, savunması alınmadığı ve tanıklarının dinlenilmediği, jandarma görevlilerinin tanıklığını kabul etmediği, mahkumiyet kararı verilmesinin hatalı olduğu, bu nedenlerle ve resen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile katılanın kardeş olup aralarında önceye dayalı husumet bulunduğu, aralarındaki arazi ihtilafını çözmek amacıyla keşif yapıldığı, keşif sonucu sanığın aleyhine çıkınca katılanı kastederek “Keşif heyetine rüşvet vererek kendi lehine ölçtürdü.” diyerek katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek bir fiil isnat ettiği iddiasına ilişkin olarak, sanığın eylemine, tutanak tanıkları E. S. ve M.Ü.’nün de şahit olduğu, tanık E.S ‘nin terör bölgesinde görev yapması nedeniyle güvenlik gerekçesi ile beyanı alınamadığı, tanık M.Ü.’nün sanığın keşif heyetine rüşvet verildiğini söylediğini duymadığını, sanığın “Şike var.” dediğini duyduğunu söylemesi karşısında; bir kişiye şike yaptığını isnat etmenin de kişinin şeref ve saygınlığını rencide edeceği, hakaret suçunu sanığın işlediği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Bu şekilde kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Sanığın, katılana söylediği kabul edilen sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
2. Kabule göre de,
Soruşturma aşamasında tehdit suçundan uzlaşma teklif formları düzenlenip sanık ve katılan tarafından imzalandığı, hakaret suçundan, yönteme uygun olarak 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi,
Nedeniyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (1) ve (2) numaralı bentlerinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.09.2023 tarihinde karar verildi.