YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14183
KARAR NO : 2023/21944
KARAR TARİHİ : 03.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/240 E., 2015/935 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisi bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında; hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 29 uncu ve 62 nci maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyizinin özetle; sanığın eylemi katılanın yerine getirdiği kamu görevi nedeni ile işlemediği bu nedenle 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanma olanağının bulunmadığı, sabıkası bulunmayan sanık hakkında hangi gerekçe ile hapis cezasının tercih edildiğinin belirtilmediği, aleniyet hükümlerinin uygulanmama gerekçesinin gösterilmediği, tahrik indiriminin en üst hadden yapılarak eksik ceza tayin edildiği, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesindeki şartların oluşmadığından bahisle uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğu bu nedenlerle hükmün bozulmasına yönelik yapıldığı belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, öğretmen olan katılan ile kızı arasında yaşanan tartışmada katılanın kızına tokat attığını öğrenmesi nedeni ile okula gittiği, kızının kolunda ve ensesinde kızarıklıklar görmesi üzerine katılanın yokluğunda koridorda çok sayıda öğrencinin ve diğer öğretmenlerin yanında bu öğretmenin de “Anasını, avradını sinkaf edeyim.” ve benzeri şekilde sözler söyleyerek hakaret ettiğinden bahisle cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında Yerel Mahkemece; tanıkların anlatımı, tutanak, alınan beyanlar ve tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediği kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dava dosyası içeriğine göre sanığın, okulda nöbetçi öğretmen olan katılanın aynı okulda öğrenci olan kızı ile yaşadığı tartışma sırasında katılanın kızına tokat atması nedeni ile iddianameye konu sözleri söylediğinin anlaşılması karşısında suçun sübuta erdiğinin kabulü ile eylemin kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturduğu yönünde Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. 5237 sayılı Kanun’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, aynı Kanun’un 61 inci maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanun’un 3 üncü maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, mükerrir olmayan sanık hakkında, seçimlik ceza öngören hakaret suçunda yeterli gerekçe gösterilmeden temel ceza olarak hapis cezasının tercih edilmesi,
2. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmekte olup, hakaret suçunun okul koridorunda işlenmesi karşısında, aleniyet unsurunun oluşup oluşmadığı tartışılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3. Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinin birinci fıkrası yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanun’un 29 uncu maddesinin uygulanması,
4. Sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların denetim sürelerinin suç tarihi itibari ile dolmuş olması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yeniden suç işlemeyeceği konusunda hakkında olumlu kanaate varılarak cezası ertelenen sanık hakkında ” şartları oluşmadığından” şeklindeki kanuna uygun olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5. Hükmolunan temel cezanın alt sınırdan belirlenmesine karşın, erteleme nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince belirlenen denetim süresinin gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde 2 yıl olarak uygulanması,
6. Sanık hakkında aleniyet hükmünün uygulanmaması halinde, 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.10.2023 tarihinde karar verildi.