Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/14104 E. 2023/20803 K. 11.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14104
KARAR NO : 2023/20803
KARAR TARİHİ : 11.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/549 E., 2016/217 K.
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında;
1. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, adı geçen Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Görevi yaptırmamak için direnme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası, adı geçen Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, cezanın ağır olduğuna, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Şikâyetçilerin … İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Ekipler Amirliğinde polis memuru olarak görev yaptıkları, olay tarihinde gelen anons üzerine maddi hasarlı trafik kazasının olduğu yere intikal ettikleri, tarafların birbirlerinden şikâyetçi olmadıklarını anlamaları üzerine araç içerisinde bulunanların kimlik sorgularını yapmak istediklerinde sanığın kimliğini bildirmemekte ısrar ettiği, değişik isimler söyleyerek kimlik belirtmek istemediği,bunun için şikâyetçilerin kimlik tespiti için sanığı polis merkez amirliğine davet etmeleri üzerine ise sanığın şikâyetçilere hitaben “Sizin ananızı, avradınızı,bacınızı,Allahınızı sinkaf ederim siz beni tanımıyorsunuz,mahalleden bütün arkadaşları toplayıp karakolunuza geleceğim. ” biçimindeki sözlerle şikâyetçilere hakaret edip, tehdit etmek suretiyle görevlerini yaptırmamak için direndiği iddiasıyla açılan davada Yerel Mahkemece, tutanak, sanığın dolaylı ikrarı ve şikâyetçi beyanlarına göre sanığın her iki suçtan da mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1.Sanığın Temyiz İsteği Yönünden
Tüm dosya kapsamı, 26.07.2014 tarihli olay tutanağı, şikâyetçi polis memurlarının birbirleriyle uyumlu ve aşamalarda istikrarlı beyanları karşısında, maddi hasarlı trafik kazasına karışan sanığın, kimlik tespiti yapmak isteyen polis memuru olan kamu görevlilerine tehdit etmek suretiyle görevlerini yaptırmamak için direndiği anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasına ve diğer lehe hükümler yönünden ise kanuni koşulların oluşmadığı ve lehe hükümlerin sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına ilişkin Yerel Mahkemenin takdir ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmeyerek sanığın temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiş ve hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı anlaşıldığından,
Sair yönlerden yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanığın Temyiz İsteği Yönünden
Tüm dosya kapsamı, 26.07.2014 tarihli olay tutanağı, şikâyetçi polis memurlarının birbirleriyle uyumlu ve aşamalarda istikrarlı beyanları karşısında, maddi hasarlı trafik kazasına karışan sanığın, kimlik tespiti yapmak isteyen polis memuru olan kamu görevlilerine sinkaflı sözlerle hakaret ettiği anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasına ve diğer lehe hükümler yönünden ise kanuni koşulların oluşmadığı anlaşılmakla lehe hükümlerin sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına ilişkin Yerel Mahkemenin takdir ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmeyerek sanığın temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiş ve hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılmamıştır. Ancak;
a. Hakaret suçunu kamu görevlisine karşı görevinden dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işleyen sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (c) bentlerinin ihlal edilmiş olduğunun gözetilmemesi ve temel cezanın 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler ve aynı Kanun’un 3 üncü maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek, alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, üst sınırdan hakkaniyet ölçülerine uyulmayarak fazla ceza tayin edilmesi,
b. Sanığın hakaret eylemini aleni sayılan sokakta işlemesine rağmen hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı görülmüştür. Tebliğname’deki görüşe bu sebeple iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Hakaret Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrasının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.09.2023 tarihinde karar verildi.