Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/14077 E. 2023/21809 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14077
KARAR NO : 2023/21809
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/606 E., 2016/142 K.
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Sinop 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında;
1. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, 6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 50 ve 52 nci maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
2. Görevi yaptırmamak için direnme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 265 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 62, 50 ve 52 nci maddeleri uyarınca 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, olayın yaşandığı tarihte bir takım psikolojik problemler yaşadığına ve tedavi amaçlı hastanede yattığına, mahkemece bu husus göz ardı edilerek rapor aldırılmadan hüküm kurulduğuna, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılanın … … Devlet Hastanesinde Psikiyatri Doktoru olarak görev yaptığı, sanığın ise katılanın hastası olduğu ve olay tarihinden yaklaşık yirmi gün önce tedavi amacıyla hastanede yattığı, daha sonra taburcu olduğu, olay günü katılanın çalıştığı polikliniğine gittiği ve tekrar hastaneye yatış yapılmasını istediği, katılanın ise hastaneye yatışını gerektirecek bir sağlık probleminin olmadığını söylediği,sanığın “Yatıracaksın, yatırmazsan sana dolanırım.” diyerek tehditte bulunduğu, bunun üzerine katılanın beyaz kod verdiği, güvenlik görevlilerinin sanığı odadan uzaklaştırdığını, bir süre sonra katılanın beyaz kod uygulamasını geri çektiği, bu defa sanığın 15.30 sıralarında tekrar katılanın polikliniğine girdiği, bu sırada katılanın bir hastasını muayene ettiği, sanığın aniden katılanın kafasına elindeki poşet ile vurduğu sonrasında güvenlik görevlileri tarafından Toplum Ruh Sağlığı Merkezine muayene yaptırmaya götürecekleri sırada sanığın belinde adli emanetin … sırasında kayıtlı ve 6136 sayılı Kanun kapsamında olan bıçağı taşıdığının tespit edildiği, sanığın görevi yaptırmamak için direnme ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarını işlediği iddialarıyla ilgili olarak açılan davada Yerel Mahkemece tüm dosya kapsamı ve taraf beyanlarına göre sanığın her iki suçtan da mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın daha önce yatarak tedavi gördüğü psikiyatri servisinde çalışan doktor olan katılandan kendisini yeniden hastaneye yatırmasını istediği, katılanın sanığa, o anki durumu itibariyle buna ihtiyaç olmadığını söylemesi üzerine sanığın bu duruma sinirlenerek doktor olan katılanı tehdit edip, elindeki ilaç poşetini kafasına vurmak suretiyle yaraladığı somut olayda, sanığın eylemlerinin katılanın görevini yapmasını engellemek kastıyla gerçekleştirmediği, o an duyduğu öfkenin etkisi altında hareket ettiği anlaşılmakla, eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen tehdit suçu ile adı geçen Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kasten yaralama suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıyla görevi yaptırmamak için direnme suçundan hüküm kurulması,
2. Sanığın yaşadığı psikolojik rahatsızlık nedeniyle gördüğü tedavisinde görev alan katılan ile arasında tedavi sonrası söz konusu olayın yaşanması ve sanığın temyiz dilekçesinde de suç tarihinde akıl hastalığı olduğunu iddia etmesi karşısında, suç tarihi itibariyle 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi uyarınca “Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı.” konusunda, yöntemince rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3. 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 250 inci maddesinde Seri Muhakeme Usulü düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2021/44 Karar sayılı kararıyla “Seri muhakeme usulü” yönünden Anayasa’ya aykırı görülerek iptaline karar verildiği ve 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan “Seri muhakeme usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmünün suç tarihinden sonra ek cümle ile 08.07.2021 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
2. Somut olayda, sanığın 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu ile birlikte görevi yaptırmamak için direnme suçunu da işlediği ancak seri muhakeme usulünün bu kapsama girmeyen başka bir suçla işlenmiş olması halinde uygulanamayacağına ilişkin hükmün suç tarihinden sonra düzenlenmesi ve Anayasa Mahkemesi’nin 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2021/44 Karar sayılı iptal kararı karşısında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
4. Kabule göre de, sanığın olay anında elinde bulunan ilaç poşetinin ele geçmemesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun kapsamında silah niteliğinde olup olmadığının belirlenemediği gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.10.2023 tarihinde karar verildi.