Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/13958 E. 2023/22102 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13958
KARAR NO : 2023/22102
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/205 E., 2016/30 K.
SUÇLAR : Hakaret, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Sanık hakkında katılanlar E.D. ve N.D.’ye yönelik hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 62 nci maddesi uyarınca 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, ayrı ayrı karar verilmiştir.
2.Sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, suçu işlemediği, delil bulunmadığı, beraat kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet kararı verildiği, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Şüphelinin olay günü parka gittiği, burada şikâyetçi E.A. ile karşılaştığı, yanına giderek elini tuttuğu ve yüksek sesle arka arkaya üç kez bağırarak “E…. seni çok seviyorum” dediği şikâyetçinin şüpheliye tepki gösterip elini çekmesi üzerine şüphelinin bu kez “senin ananı sinkaf edeyim, hepiniz delisiniz” dediği, tartışma seslerini duyarak olay yerine giden şikâyetçi N.D. ve mağdur Z.B.’nin şüpheli ile tartıştığı, şikâyetçi N.D.’ye hakaret ettiği, mağdur Z.B.’ye ise “senin sonun da gelecek” dediği iddiasıyla açılan davada sanığın atılı hakaret ve cinsel taciz suçlarını işlediği, Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A.Sanığın Temyiz Nedenleri Yönünden
Katılanlar,mağdur beyanları ile sanığın atılı suçları işlediği, Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
B. Sair Yönlerden Yapılan İncelemede
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1.Seçenek yaptırım öngörülen hakaret ve cinsel taciz suçlarına ilişkin hükümler fıkrasında, temel cezanın hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, hükmün gerekçe bölümünde sanığın adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiğinin ifade edilmesi suretiyle hükümle gerekçe arasında çelişkiye neden olunması,
2.Sanık hakkında kurulan hükümlere ilişkin, sanığın “duruşmalardaki olumlu hal ve davranışları” olumlu değerlendirilerek hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasına karşın, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşup oluşmadığı” hususu değerlendirilmeden,“ adli sicil kaydındaki sabıka kayıtları ve ileride suç işlemekten çekineceği yönünde Mahkememizde kanaat hasıl olmadığından” biçimindeki kanuni olmayan ve takdiri indirim uygulamasıyla çelişkili gerekçeyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3.Cinsel taciz suçunda uygulanan kanun maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası yerine 125 inci maddenin birinci fıkrası olarak yanlış gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması,
4.Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 2013/13-293 Esas, 2013/297 Karar sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın katılan E.D.’ye hakaret ettikten sonra katılan N.D.’ye de hakaret etmesi biçimindeki eylemlerinin, aynı kasıt altında ve kısa aralıklarla katılanlara karşı işlenen tek bir hakaret suçunu oluşturduğu ve hakaret suçundan bir kez mahkûmiyetine karar verilerek cezasından 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, katılan sayısınca hükümlülüğüne karar verilmesi,
5.Hükümden sonra 24.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi uyarınca uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağının hüküm altına alındığı, somut olayda, uzlaşma kapsamında bulunmayan 105 inci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen cinsel taciz suçunun katılan E.D.’ye karşı işlendiği, hakaret suçunun ise katılan N.D.’ye karşı işlendiği anlaşılmakla; anılan Kanun hükümleri ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının artık uygulama alanı bulmayacağı, 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi gereğince sanık hakkında katılan N.D.’ye yönelik hakaret suçundan usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi ve sanık hakkında dört numaralı bozmaya uyulması halinde katılan N.D.’ye karşı hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
6.Sanık hakkında hükmolunan hapis cezalarının kanuni sonucu olarak, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.10.2023 tarihinde karar verildi.