YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12447
KARAR NO : 2023/19852
KARAR TARİHİ : 14.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/256 E. 2016/35 K.
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, suç üstlenme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkileri bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkeme kararı ile ;
1. Sanık … hakkında;
a. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 265 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b. 5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Sanık … hakkında; 5237 sayılı Kanun’un 270 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
3. Tebliğnamede sanık … hakkında kurulan hükümlerin onanması, sanık … hakkında kurulan hükmün bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteğinin, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, mağdurun şikayetçi olmaması nedeniyle sanık hakkında mahkumiyet yerine düşme kararı verilmesi gerektiğine, 5237 sayılı Kanun’un 50 ve 51 inci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın savunma hakkının kısıtlandığına , yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğuna ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükümlerin bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
2. Sanık …’un temyiz isteğinin, re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
3. O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin, tekerrüre esas sabıkası olan sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mağdurun polis memuru olarak görev yaptığı, olay tarihinde tanık A.A. ile birlikte devriye görevi yaptıkları sırada beyaz renkli aracın dur ikazına uymadığının anons edilmesi üzerine aracı durdurmak için trafiği yavaşlattıkları sırada plakası bulunmayan suça konu aracın geldiği, dur ikazı üzerine önce durup daha sonra mağdurun araca yöneldiği esnada aracı mağdurun üzerine doğru sürerek kırmızı ışık yanmasına rağmen geçerek izini kaybettirdiği, takip sonucu suça konu aracın park halinde bulunduğu, aracın otoparka çekilmek istenildiği sırada aracın yanına sanık …’un gelerek olay sırasında aracı kendisinin kullandığını, patronu olan diğer sanık …’un bilgisi dışında kullandığından polislerin dur ihtarına uymayarak kaçtığını beyan ettiği, teşhis tutanağında aracı kullananın sanık … olduğunun tespit edildiği, böylece sanık …’un suç üstlenme suçunu, sanık …’un ise görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını işlediklerinin, olay tutanağı, mağdur beyanı, tanık A.A.’nın anlatımı, CD inceleme ve teşhis tutanaklarıyla sabit olduğu, Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Sanığa yükletilen suç üstlenme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından,
Sair yönlerden yapılan incelemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Olay tutanağı, mağdur beyanı, tanık A.A.’nın anlatımı, CD inceleme ve teşhis tutanakları karşısında, sanığın atılı suçları işlediğine, suçların şikayete tabi olmaması nedeniyle şikayetten vazgeçilmesinden dolayı düşme kararı verilemeyeceğine ve 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevirme, 51 inci maddesi uyarınca erteleme ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Temyiz sebebi olarak ileri sürülen adil yargılanma hakkı ile savunma hakkının ihlali yönünden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddesinde de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali sonucuna sebebiyet verecek ve böylece Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan savunma hakkının kısıtlanması sonucuna neden olacak koşulların incelemeye konu olayda gerçekleşmediğinden, hukuka aykırılık görülmemiştir.
Ancak,
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınması gereken hükümlülüğün, uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçu olması, bu suçun düzenlendiği 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde, 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesiyle değişiklik yapılması karşısında, bu değişiklikten sonra sanık hakkında uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönden hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık … müdafii ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.06.2023 tarihinde karar verildi.