Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/12270 E. 2023/19759 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12270
KARAR NO : 2023/19759
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/550 E., 2016/196 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisi bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında; hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve dördüncü fıkrası, 62 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 7.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminin özetle; mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı, cezanın haksız ve yersiz olarak verildiği, dosyanın bozulmasından sonra belirleyeceği şahitlerinin dinlenilmesi gerektiği bu nedenlerle verilen hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, hemşire olarak görev yapan ve annesine iğne yapılması hususunda kardeşi ile tartışma yaşayan katılana hitaben hakaret içerikli sözler söylediğinden bahisle cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında Yerel Mahkemece; sanığın tevilli beyanı, temyiz dışı sanık R.A.’nın ikrarı, tanıklar T.M., G.E., F.Ç. ve Ş.B.’nin beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanığın savunması, inceleme dışı sanık R.A.’nın aşamalardaki beyanı, tanıklar T.M. G.E., F.Ç. ve Ş.B.’nin katılan anlatımını destekler beyanları ve tüm dosya kapsamı karşısında, suçun sübuta erdiğinin kabulü ile sanığın mahkûmiyeti yönünde Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede; sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, somut olay kapsamında, hakaret eyleminin hastanenin hangi bölümünde gerçekleştiğinin belirlenmesi ve aleniyet unsurunun ne suretle oluştuğunun tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle sanığın cezasında aynı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca artırım yapılması,
2. Bir önceki bentte belirtilen bozma sebebine göre, yapılacak değerlendirme sonucunda hakaret eyleminin aleni bir yerde işlenmediğinin tespiti halinde; 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönüyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2023 tarihinde karar verildi.