Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/12115 E. 2023/19056 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12115
KARAR NO : 2023/19056
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret

Sanık ve katılan sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile sanık ve katılan sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinde düzenlenen hakaret suçundan, 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararları verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan sanık müdafinin temyiz isteğinin; katılan sanığın hakaret içerir bir söylemi olmadığına, Mahkemenin gerekçeli kararında hangi sözlerinin hakaret niteliği taşıdığını belirtmediğine, kararda somut bir gerekçe bulunmadığına, katılan sanık hakkında iki hakaret eyleminden dava açıldığına, bir tanesinde herhangi bir hakaret olmadığının tanık beyanları ile ispatlandığına, “bozguncu” kelimesinin hakaret olmadığına, katılan sanık hakkında beraat kararı ve lehine vekalet ücreti verilmesi, sanığın ise cezalandırılması gerektiğine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılan sanığın, kendisi ile aralarında husumet bulunan ve aynı üniversitede öğretim görevlisi olan sanığa; … isimli internet sayfasında “…” rumuzu kullanarak; 10.07.2014 tarihinde “Öğrencilerine sürekli hakaret eder, … bozguncudur, başkalarıyla birlikte bozgunculuk yapar, birçok fesat fitne sahibi akademisyen adını verdiğim bu kişi kendisinin yapamadığı bozgunculuğu bu adamı gaza getirerek yaptırırlar. Allah bu adamın iftira ve şerrinden bizi korusun.” paylaşımında bulunduğu, 09.10.2014 tarihinde ise katılan sanığın “…” ve “…” rumuzlarını kullanarak sanığa hitaben; “Gerçekleri söyleyeceğine bozgunculuğu tercih etti.” ve “Haber tamamen yalanlarla doludur. Gezi olayları sırasında şahlanan bazı ucuz dergi akademisyenleri karılarını alarak erkeklenmeye kalkışmıştı… Ne bilimde güçlü ne de vatanseverlikte güçlüydü o insanlar. Sahte kahramanlıkta ise bir numaraydılar. Peki neden teki bile Doç. Dr. …’ı desteklemiyorlar. Lanet bozguncuları ve yemin edenler ile yalan yere yemin edenlerin yanında suskun kalanların olacaktır.” yorumları yazdığı, sanık ise … isimli sosyal paylaşım sitesinde; “…’da komünistler ile işbirliği yapan bayrak ve mescit düşmanı yönetici kim? … bayrağı indirene ne derler, mobingci … açılmıştır, itina ile mobing yapılır, bayrak indirilir, mobingci …, hem kalabalık hem iftiracı, mobingci … ürünlerini kaçırmayın, … sana büyük muhteşem 5m migros ultra süper diyebilir miyim…sende bana bakkal de…sayın hocam … ve … gibi 29 şubatçıları dinlemeniz doğru değil. Benim bu din düşmanları kadar değerim yok mu…senin yanındaki dekan yardımcısı … isimle benim eşime küfretti.” şeklinde paylaşımda bulunduğu iddia ve kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Sanık ve katılan sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik katılan sanık müdafinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde, suça konu paylaşımlar dosya arasına alınmış olduğundan, vekalet ücreti yönünden 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi suç ve suçluluğu ortadan kaldırmayacağından katılan sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, Yerel Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında, katılan sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle HÜKÜMLERİN, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.05.2023 tarihinde karar verildi.