YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11813
KARAR NO : 2023/19892
KARAR TARİHİ : 14.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/32 E., 2015/745 K.
SUÇ : Hayasızca hareketler
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında hayasızca hareketler suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 225 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, aşamalarda suçlamaları kabul etmediğine, kasıtlı olarak işlenmiş bir suç olmadığına, pişman olduğuna, beraatine karar verilmesine, aksi halde 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasını talep ettiğine, maddi durumunun yetersiz olduğuna, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde daha önce aralarında anlaşmazlık bulunan şikâyetçi … ile Y. Ç. ve kardeşi E. Ç. arasında şikâyetçinin evinin önünde yaşanan tartışma sırasında alkollü olarak olay yerine gelen Y. Ç. ve E. Ç.’nin arkadaşı sanık …’ın, tarafların tartıştığını görmesi üzerine, pantolonunu sıyırmak suretiyle cinsel organını şikâyetçi …’ya doğru gösterdiği ve bu şekilde aleni yer olduğu anlaşılan şikâyetçinin evinin önünde cinsel organını teşhir ederek üzerine atılı suçu işlediği Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi uyarınca, işlediği bir fiille birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişinin, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılması gerekmekte ise de; bu suçlardan her birinin başlı başına cezalandırılabilir olması gerektiği, suçlardan birinin soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete tâbi olup, şikâyetten vazgeçilmesi durumunda bu suçun fikri içtimaya dahil edilmeyeceği, doğrudan soruşturulup kovuşturulan suçtan ceza tayin edilmesi gerekeceği, Mahkemenin kabulüne göre sanığın olay günü aleni yerde şikâyetçiye cinsel organı göstermesi şeklindeki eyleminin, 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesindeki cinsel taciz suçuyla birlikte aynı Kanun’un 225 inci maddesinde düzenlenen hayasızca hareketlerde bulunma suçunu oluşturduğu, her ne kadar iddianamede … şikâyetçi olarak gösterilmiş ve Mahkemece de şikâyetçi olarak kabul edilmiş ise de; …’nın 13.08.2014, E. D.’nin ise 08.08.2014 tarihli Cumhuriyet başsavcılığındaki beyanlarında şikâyetlerinden vazgeçmeleri sebebiyle fikri içtima kapsamında kalan cinsel taciz suçundan dolayı sanığın cinsel taciz suçundan cezalandırılmasının mümkün olmadığı anlaşılmış ve bu durumda eylemin doğrudan takibi gereken hayasızca hareketlerde bulunma şeklinde vasıflandırılması uygun görülmüştür.
B. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
1. Soruşturma aşamasındaki beyanlarından olay hakkında görgüye dayalı bilgileri olduğu anlaşılan E. Y., Y. Ç. ve E. Ç.’nin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak dinlenilmeleri ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm kurulması,
2. Kabule Göre
i. 6545 sayılı Kanun’un 72 nci maddesiyle, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişikliğin suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına engel mahkûmiyeti bulunmayan sanığın, sabıkasında görülen adli para cezasına dair diğer kaydın da silinme şartlarının oluşup oluşmadığı araştırıldıktan sonra, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tavır ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden “Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği halde yeniden davaya konu suçu işlediği, bu nedenle uygulama şartlarının oluşmadığı.” şeklindeki kanuni olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
ii. 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.06.2023 tarihinde karar verildi.