YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11437
KARAR NO : 2023/19819
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/257 E., 2016/201 K.
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kilis 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, dördüncü fıkrası, 43 üncü, 62 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 442 gün karşılığı 8.840,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, suçun sübut bulmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine, verilen cezayı hak etmediğine ve resen tespit edilecek nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yetkilisi olduğu nakliye firmasının araçlarının gümrükten geçişi sırasında araçların muayenesinin yapılması için boş olmaları gerektiğinin söylenmesi üzerine olay yerine gelen sanığın görevli memurlarla tartışmaya başladığı ve görevli memurlara yönelik sinkaflı hakaret ettiği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Şikâyetçi H.Ç. hariç diğer iki tutanak tanığının kovuşturma aşamasında olayı doğrulamamaları karşısında tanıkların aşamalardaki beyanları da okunarak aralarındaki çelişkinin yöntemince giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı tartışılıp değerlendirilmeden, yetersiz gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi,
2. Kabule göre de,
a. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmektedir. Somut olayda sanığın eylemini 28.10.2014 tarihli tutanak içeriğine göre gümrük nöbet noktasında şikâyetçi H.Ç.’nin bulunduğu kulübede gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanmadan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının tatbiki,
b. Aleniyetin oluşmadığının kabulü halinde,
7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2023 tarihinde karar verildi.