Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2021/11123 E. 2023/19469 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11123
KARAR NO : 2023/19469
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/554 E., 2015/1639 K.
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, sanık müdafiinin temyizinin sanık hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik olduğu belirlenerek yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaleti ile birinci fıkrası, 52 nci maddesi uyarınca 3.500,00 TL adli para cezası ile, kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 52 nci maddesi gereğince 3.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteminin özetle; samimi olarak ikrarda bulunan ve pişmanlığını belirten sanık hakkında takdiri indirim yapılmadığı, mağdurların zarar talebinin olmaması ve sanığın daha önceden sabıkasının bulunmasına rağmen mahkemece mağdurların zararının giderilmediğinden bahisle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği ve diğer lehe hükümlerin uygulanmadığı bu nedenlerle ve resen tespit edilecek sebeplerle hükümlerin bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, olay tarihinde arkadaşının evine geldikten bir süre sonra site güvenlik görevlilerinin tanık H.G.’yi arayarak sanığın aracını uygunsuz yere park etmesi nedeniyle bilgi vermeleri üzerine, sanığın sinirlenerek güvenlik kulübesindeki telefondan 6-7 kez arayarak katılanlar M.Y., G.A. ve T.K.’ye hitaben “Hatalı parkını da sizi de sinkaf ederim, yaptığınız işi sinkaf ederim, hepinize göstereceğim, kaçmayın, geliyorum oraya.” demek suretiyle hakaret ve tehdit ettiği, daha sonra aşağıya inerek orada konudan haberdar olmayan resepsiyon görevlisi katılan …Ö.’ye vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığından bahisle hakaret kasten yaralama ve inceleme dışı tehdit suçlarından cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında Yerel Mahkemece tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanığın samimi ikrarı, katılanların anlatımları, bilirkişi raporu, adli muayene raporu ve tüm dosya kapsamı ile sanığın atılı suçları işlediğine dair Mahkemenin inanç ve taktirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede bozma sebepleri dışındaki temyiz istemleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1. Tanık H.G.’nin evine misafirliğe gelen sanığın hatalı park yapması nedeniyle site güvenlik görevlisi olan katılanların, tanığı arayarak uyarmaları üzerine sanığın katılanlara yönelik hakaret içeren sözler söylemesi şeklinde gerçekleşen somut olayda;
5188 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesine göre, özel güvenlik görevlilerinin, kendilerine karşı işlenen suçlar nedeniyle kamu görevlisi statüsünde bulundukları, özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için anılan Kanun’nun 10 uncu maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve onbirinci maddesi uyarınca da valilikten çalışma izni almak zorunlu olup açıklanan koşulları taşımaları gerektiği anlaşılmakla, özel güvenlik görevlisi olduğu belirtilen katılanların bu koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılarak, sonucuna göre sanığın eyleminin, kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmaması,
Kabule göre;
2. Adli sicil kaydında sabıkası bulunmayan, iki defa duruşmaya katılan ve katıldığı duruşmalarda da olumsuz davranışından söz edilmeyen sanık hakkında “sanığın fiilden sonraki davranışları ve cezanın sanık üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca indirim yapılmasına yer olmadığına” biçimindeki, dosya içeriğiyle uyuşmayan gerekçelerle 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3. Kasten yaralama suçunda katılan …Ö.’nün maddi bir zararının bulunmadığını belirtmesi, hakaret suçunda ise suçtan doğan maddi bir zararın bulunmaması, manevi zararın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi, sanığın sabıkasız olması ve dosyaya yansıyan olumsuz bir durumunun bulunmaması karşısında; “5271 sayılı Kanun’un 231/5 inci maddesi gereğince sanığın tutumu geçmiş hali ve mağdurun zararlarını gidermemiş olması dikkate alınarak takdiren sanığa verilen ceza ile ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” şeklindeki dosya kapsamı ile uygun olmayan gerekçe ile sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmaması,
4. Hakaret suçunda, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılayabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesine karşın, somut olayda sanığın hakaret sözlerini güvenlik kulübesindeki telefonu arayarak söylediğinin anlaşılması karşısında, aleniyet öğesinin oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle anılan maddenin uygulanması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
5. Hakaret suçunun alenen işlenmediğinin kabulü halinde; 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “Basit Yargılama Usulü” düzenlenmiş olup bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunduğu belirlendiğinden karar bu yönleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.06.2023 tarihinde karar verildi.