Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/9133 E. 2020/18277 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9133
KARAR NO : 2020/18277
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- TCK’nın 265. maddesinde, görevi yaptırmamak için direnme suç tipinde; hareketin “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmadığı, tehdit eyleminin, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgu olması, fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerektiği, somut olayda sanığın, polis memurlarına söylediği tehdide konu sözlerinin, sonuç almaya elverişli objektif olarak muhatabı üzerinde ciddi bir korku ve endişe doğuracak nitelikte olmadığı, sanığın motosikletini yakmak istemesinin görevi yaptırmamak için direnme suçu açısından cebir boyutunda değerlendirilemeyeceği, olayda polis memurlarının yaralanmadığı gibi doğrudan polislere yönelik cebre dair açık bir anlatımında bulunmadığı, sanığın kendisini karakola götürmek için zor kullanan polislere yönelik davranışlarının ise pasif direnme niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, yerinde olmayan gerekçeyle görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kısmi kabule göre de;
6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olmaması, suçlardan doğan maddi bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi nedeniyle, CMK’nın 231/6-b maddesinde açıklanan “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları” irdelenip sanığın yeniden suç işleyip işlemeyeceği yönünde nasıl bir kanaate varıldığı açıklanmadan “sanık hakkında öncesinde verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunması” biçimindeki yerinde olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.